yazma eserler

https://www.yazmalar.gov.tr/elyazmaciligimiz_tr.php


HAZIRLAYANLAR
Dursun KAYA - Niyazi ÜNVER

Bu bilgileri hazırlarken, kültür tarihimizin birinci elden kaynakları durumunda olan ve kültürümüzün geçmişi ile geleceği arasında köprü kuran, elyazmalarının dünü ve bugünü hakkında araştırmacıları bilgilendirmeyi amaçladık. El yazmaları hakkında yazılmış kitap ve makalelerin üzerine kendi tecrübelerimizi de katarak bir sentez oluşturmaya çalıştık.

Ayrıca, yeni araştırmacılara ışık tutması amacıyla, elyazmaları ile ilgili yurt içi ve yurt dışı kataloglarının önemli olan bazılarının isimlerini vermeye çalışırken, cilt, tezhip, hat, minyatür, ebru ve diğer sanatlarımızdan da bilgiler vermeyi uygun bulduk.

Bu bilgilerin kültürümüzün en değerli hazinelerinden olan elyazmaları konusunda çalışma yapacak ilim çevrelerine ışık tutacağı ve yardımcı olacağına inanıyoruz.

I. BÖLÜM


İSLAMİ YAZMALARIN TARİHÇESİ
1- YAZMALARIN DOĞUŞU VE GELİŞMESİ
Ülkelerin en değerli kültür varlıkları arasında yer alan, bilim, sanat ve kültür araştırmalarında en otantik kaynaklardan olan yazmalar, el ile yazılarak meydana getirilmiş eserlerdir.

Papirustan deriye, pamuk levhadan kâğıda kadar uzanan bu yolda konumuz, kâğıt üzerine el ile yazılan eserlerdir. Hiçbir yazma eser, basma eser gibi birbirinin aynısı değildir. Çoğu kez ayrı ayrı kişiler tarafından tek tek yazılarak çoğaltıldıkları için, her biri bazen bilerek, bazen de bilmeyerek atlama, ilâve veya herhangi bir kelimenin yanlış okunarak yazıya geçirilmesi dolayısıyla farklılıklar arz eder.

İlk İslâm yazmacılığı, Hz. Osman'ın Kur'ân-ı Kerim'i istinsah ettirerek bir nüshasını Medine'ye, diğer nüshalarını da Kûfe, Basra ve Şam'a göndermesiyle başlar. İslâmiyet'te ilk yazmalar bu mushaflardır.

Daha sonra kitap yazmacılığı gelişerek Hadis-i Şerif, Siyer-i Nebi gibi eserlerin yanında şiir, dil, tefsir, tıp ve fıkıh konularında da telif ve tercüme eserler yazılmaya başlanmıştır. Yazının daha kolay okunması için, hicrî birinci asırda noktalama ve harekeleme işaretleri kullanılmış, hicrî ikinci asırda ise Halil b. Ahmed el-Farahidî tarafından, yazıya düzen getirilmiştir.

Çinli esirlerin hicrî ikinci asırda kâğıdı bulmalarıyla yazmacılık oldukça ilerlemiş, hicrî dördüncü asırda ise papirüs, yerini kâğıda bırakmıştır.

2- İSLÂM DÜNYASINDAKİ ÖNEMLİ ARAPÇA YAZMA KOLEKSİYONLARI
İslâm dünyasındaki yazma eser sayısı hakkında kesin bir sayı söylemek mümkün değildir. Bu konudaki istatistikler yaklaşık olup, kesin değildir. Sıralama yapılırken, dünyadaki Arapça yazmaların sayısı ile ilgili bilgi veren bazı kaynaklara güvenilmiştir. Buna göre en fazla Arapça yazma eser koleksiyonu bulunan ülkeler sırasıyla: Türkiye, İran, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Fas, Suriye, Tunus, Yemen, Pakistan, Afganistan ve Cezayir'dir.

Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, İran, Çin, Hindistan gibi, Türklerin uzun süre hâkimiyet sürdükleri ülkelerde de çok sayıda yazma eser mevcuttur.

Türkçe yazmaların bulunduğu dünya ülkeleri ise şöyle sıralanabilir: Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Irak, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lübnan, Macaristan, Mısır, Polonya, Portekiz, Romanya, Suriye, Yugoslavya ve Yunanistan'dır. Sonuç olarak dünyadaki Türkçe el yazması eser sayısının 100.000 cildin çok üzerinde olduğu söylenebilir.

3- YURT DIŞINDAKİ TÜRKÇE YAZMALAR
İslâm tarihinin ilk asırlarından itibaren pek çok Türk asıllı âlim önce Arapça, daha sonra Farsça ve Türkçe sayısız eserler yazmıştır. Mısır Kahire'de Daru'l-Kutubi'l-Kavmiye'de 5.000; Kahire Üniversitesi'nde 4.000 civarında; ayrıca sayıları kesin olarak bilinmemekle birlikte Fransa'da Paris Millî Kütüphanesi'nde (Bibliothèque Nationale); İngiltere'de British Museum ve Chester Beatty'de; İtalya Vatikan'da; Almanya Berlin'de ve Rusya Leningrad'da; Macaristan'ın Budapeşte İlimler Akdemisi ve Millî Kütüphanesi'nde çok sayıda yazma eser bulunmaktadır.

Bunlardan başka bazı yazma eser koleksiyonlarına az da olsa Nijerya, Filistin, Ürdün, Bangladeş, Kuveyt, Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Arnavutluk, Bosna - Hersek, Sudan, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya ve Ednonezya gibi ülkelerde de rastlanmaktadır.

4- DÜNYANIN DİĞER BÖLGELERİNDEKİ İSLAMİ YAZMALAR
İslamî yazmaların, Müslümanların yerleştiği her yerde ortaya çıktığı bir gerçektir. 0rta Asya ve eski Sovyetler Birliği'nin güneyindeki cumhuriyetlerde meydana getirilen yazma eserlerin bir çoğu eski İslam bölgeleri sınırları içinde olup, Türkiye, İran ve Hindistan ile bütün halinde, kültürel bir bölge teşkil eder, Bu bölgelerdeki yazma eserlerin meydana getirilmesi, Orta Doğu'dakilerden pek farklı değildi.

Çin ve Güneydoğu Asya, İslam kültürünü Orta Doğu ve Güney Asya'dan almakla kalmamış, aynı zamanda kendilerine has önemli İslamî edebiyatları meydana getirmişlerdir. Bu edebiyatlara ait eserler, hem Arapça hem de mahallî dillerde yazılmışlardır. Özellikle Güneydoğu Asya'da mahallî dillerde yazılan,edebiyatlar, birbirinden son derece farklı ve İslamiyetin yayıldığı bölgelerde benzersiz olan edebiyatlardır. Cava ve Endonezya'da sarayda gelişen edebiyat bunun güzel bir örneğidir.

Çin

Çinli Müslümanlar ana hatlarıyla iki gruba ayrılabilir: Çin Türkistan'ındaki Şinkiang'da bulunan Müslümanlar ile İslamiyete inanan, Çin'in diğer eyaletlerînde, büyük şehirlerde yoğun bir şekilde yaşayan Han Çinlileri. Birinci grup eski bir İslamî edebiyata sahiptir. Bu grupta çoğunluğu özel veya yarı özel koleksiyonlarda bulunan çok sayıda yazma eser mevcuttur. Koleksiyonların sahipleriyle onları koruyanlar, eserleri kıskançlıkla koruyarak hem Müslüman hem gayrimüslim olmak üzere yabancıların yazma eser koleksiyonlarının muhtevası hakkında fikir edinmelerine izin vermemektedir. Çin İslam edebiyatı hakkında çok fazla bilgimiz olmamasına rağmen, Çin'de bir Arap hat sitilinin geliştiği açıkça görülmektedir. Bu sitilde Çin hat sanatının bazı gelenekleri korunmuştur.Bunun için Çin'de yazılan Arapça, aslında Arapça olmasına rağmen, çoğu zaman Çince'ye benzer.



Çin Sitili Kur'ân-ı Kerim (Leiden Üniversitesi Kütüphanesi, 844 F19)



Arapça-Çince Çin sitili yazılmış yazma sayfası (19. yüzyıl)



Endonezya

Endonezya durum Çinde'kinin tamamen zıddıdır. Endonezya dil bakımından farklılıklar gösterir. Burada daha büyük çapta bazı İslami edebiyatlar ortaya çıkmıştır. Metinlerin sayısı göz önüne alınırsa Cavadilinde yazılan edebiyat en genişidir. Bunu takip eden edebiyatlar, Malay edebiyatı, Sundanese edebiyatı (Batı Cava) ve Buginese edebiyatı (Celebes). Özellikle Sasak edebiyatı (Doğu Lombok) ve Lampung Edebiyatı (Güney Sumatra) gibi daha küçük çapta birçok İslamî edebiyatlar da sayılabilir. Bu edebiyatların muhtevası kısmen herhangi İslamî bir edebiyat gibi olmasına rağmen, Endonezya'daki İslamî edebiyatlarda dikkate değer bir yerli unsur vardır. Bu unsur, Endonezya'daki İslamiyet öncesi döneme ait özellikleri ve gösteri sanatları gibi yerli unsurları kapsar.




Uygur alfabesiyle yazılmış Mirac-nâme

(MS Paris, Bibliotheque Nationale, Suppl. Turc 190)

Bu edebiyatlara ait metinlerin çoğunluğu oldukça geç bir tarihte, genellikle Klasik dönem sonrası ve modern dönem öncesi olarak nitelendirilen 16. yüzyıldan itibaren meydana getirilmiştir. Bunun sebebi islamiyetin bu bölgelerde oldukça geç yayılmasıdır. Cava adasında İslamiyetin yayılması 15. yüzyılın sonundan itibaren gerçekleşmiştir. İslamiyetin Cava'da yerleşmesi, bu adanın Avrupalılar tarafından keşfi neticesinde olmuştur. Bu bölgelerdeki yazma kültürü oldukça uzun süre devam ederek 20. yüzyıla kadar gelmiştir.



Endonezya'nın Aceh bölgesine ait yazma Kur'an-ı Kerim 19. yüzyıl

(MS Leiden Üniversitesi Kütüphanesi, Or. 14.314, s.405a)

Endonezyalıların kağıt ile tanışması ve yaygın bir şekilde kullanmaları muhtemelen 16. yüzyılda oldu. Bu dönemden önce her çeşit tabiî yazı malzemeleri kullanılıyordu. Bunların en meşhurları hurma yaprağı ve ağaç kabuğu kağıdıdır. Bu tabii yazı malzemeleri, çok az sayıda bazı bölgelerde hala kullanılmaktadır. Kağıt kullanımı hızla yaygınlaştı ve 18.yüzyılda kağıt en çok kullanılan malzeme haline geldi. Endonezya'daki İslamî edebiyatlar, İslamiyet öncesine ait eski alfabelerini çoğunlukla korumuşlardır. Bunlar genellikle Sanskrit alfabesjnden türetilmiştir. Bugün, Endonezya'daki bütün Islami edebiyatlar, Arapça metinler dışında Latin alfabesini kullanmaktadır. Sadece Malezya'da mahallî İslamî dillerin bazıları hala Arap yazısını kullanmaktadır.



Savahili dilinde Arap alfabesiyle yazılmış Kıssa-i Yusuf

(MS Berlin, Staasbibliothek Preussischer Kurturbesits, Or. 9893)

Bugün Endonezya'daki yazma eserlerin çoğunluğu Endonezya ve Malezya'da ve onların daha önceki sömürgecileri olan Hollanda ve İngiltere'deki kamu kuruluşlarında bulunmaktadır. Güneydoğu Asya'daki İslam'ın edebî mirasının büyük kısmı bu ülkelerin millî ve üniversite kütüphanelerinde bulunmaktadır. Bölgedeki özel koleksiyonların çoğu hakkında halen çok az bilgi mevcuttur. Bu edebiyatlar konusunda günümüze kadar ulaşan bilgi başlıca Hollanda ve İngiltere'de yapılan araştırmalara dayanmaktadır.




Güney Fas'ta Berberi dilinde yazılmış hadis kitabı

(MS Leiden Üniversitesi Kütüphanesi Or. 23.339)

5- İLK TÜRKÇE YAZMALARIN ORTAYA ÇIKIŞI
İbn en-Nedim, çeşitli dillerden Arapçaya tercüme edilen eserler arasında "Kitabü'l-buzat li't-Türk" adlı bir kitaptan bahseder. Bu eserin aslı Türkçe olabilir.

Milâdî 745 yılında Orta Asya'da kurulan Uygur Devleti, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutar. Bu devlet İran kültürünün etkisiyle Aramî alfabesini kabul etmiş, Türk dilinde tarihte ilk defa kitaba bağlı yazılı bir Türk edebiyatı meydana getirmiştir. Bu devlet döneminde Türkçe, bürokrasi dili haline gelmiş, devletin resmî yazışmaları Türkçe yapıldığı gibi, Sanskritçeden, Çinceden Türkçeye kitaplar tercüme edilmiştir. Uygurlar onuncu asırda batı komşuları Doğu Karahanlıları da etkilemişler, bu devlette yazışmalar Uygur harfleriyle Türkçe olarak yapılmıştır. On üçüncü yüzyılda Moğollar da devlet işlerinde Uygur asıllı kâtipler bulundurmuşlardır. Bu kâtipler vasıtasıyla Türk kültürü Çin'i, İran'ı, hatta Kore'yi etkilemiştir.

Kur'an dışında Arapça ilk kitaplar VIII. asrın başlarında; Farsça kitaplar ise, X. yüzyılda Samaniler döneminde meydana getirilmeye başlanmıştır. Bir rivayete göre, Kur'an Türkçeye bu yüzyılda çevrilmiştir. Günümüzde Meşhed Kütüphanesi'nde Gazneli Mahmud'un (öl.1030) annesi için çevrildiği bilinen Türkçe bir Kur'an tercümesi parçası vardır. Yine, onuncu yüzyılda Uygurların saraylarında Uygur harfli kitaplar görülür. XI. asırda Doğu Karahanlıların resmî dili Türkçe olmaya devam etti. Bu yüzyılda Kaşgar'da yaşayan Yusuf Has Hacib, 1069 yılında Türkçe manzum olarak "Kudadgu-Bilig" adlı önemli bir eser yazdı. Bu eserin biri Uygur ve ikisi Arap harfli üç yazma nüshası, günümüze kadar ulaşmıştır. Yine bu asırda Karahanlılar döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından, Türk dilinin zenginliğini göstermek amacıyla "Divân-u Lugati't-Türk" adlı kitap meydana getirilmiştir. 1072-74 yılları arasına tarihlenen bu eser, Türk dilinin Arapça bir sözlüğüdür. Bu eserin bir nüshası halen İstanbul Ali Emirî Kütüphanesi'ndedir. Bu dönemin Türkçe yazanlarından biri de Edip Ahmed b. Ali Yüknekî'dir. Uygur harfleriyle "Atabetü'l-hakâ'ik" adında Türkçe bir nasihatnâme yazmıştır. Türklerin müslüman olmasında büyük etkisi olan Ahmed Yesevî (öl. 1166) de Karahanlılar devrinde yaşamış ve şiirleri "Divân -ı hikmet" adıyla bir kitapta toplanmıştır.

Selçuklular devrinde Harezm bölgesi iyice Türkleşmiş, burada Harezmşahlar devleti kurulmuştu. Bu sırada Harezm'de yetişen büyük âlim Carallah Mahmud b. Ömer ez-Zamahşerî (öl. 1144) Harezmlilere ve Türklere Arapça öğretmek için "Mukaddimetü'l-Edeb" adlı eserini yazmış, satır aralarında Arapça kelimelerin Türkçe tercümelerini vermiştir. Ahmet Yesevî'nin en büyük takipçisi olan Hakim Süleyman Ata (öl. 1186)'ya bazı eserler isnat edilir. Bunlar arasında "Bakırgan kitabı", "Ahîr zaman kitabı", "Meryem kitabı" vardır. Bu devirde Türkçe üzerine yazılan en önemli eser ise, müellifi Şemseddin Muhammed b. Kays olan "Tibyanu'l-lugâti't-Türki 'dir.

Anadolu'ya XI.-XII. yüyıllarda Türkler'in yerleşmesiyle Anadolu, İran, Suriye ve Irak'taki Selçuklu saraylarında, ordugâhlarda, Türk halkı arasında Türkçe konuşulmasına rağmen devlet, resmî yazışmalarında Arapça ve Farsça kullandı. Uzun süren savaşlar, Anadolu halkı arasında anonim Türkçe destanlarını meydana getirdi. "Danişmend Gazi destanı", "Battal Gazi destanı", "Dede Korkut destanı" bu gibi eserlerdendir.

Elimizde bulunan ve müellifi bilinen Anadolu'da yazılmış en eski kitap "Tuhfe-i Mubarrizî" adlı tıp kitabıdır. Müellifi, Harezm asıllı bir tabip olan Hakîm Bereket'tir. Bunun "Hulâsa der ilm-i tıb" adıyla Türkçe başka bir tıp kitabı da bulunmaktadır.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması sonucu bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler, devlet işlerinde Türkçe kullanılmasını teşvik ettiler. Bunlardan Karamanoğulları Beyliğinin başındaki Karamanoğlu Mehmed Bey, 1276 yılında Konya'yı ele geçirince devlet işlerinde Türkçe'nin kullanılmasını emretti. Anadolu'daki diğer beylikler de aynı yolu izlediler. 1299 yılında Osmanlı Beyliğinin kurulmasından sonra da Türkçe gelişti. XV. asırda Türkçe, Osmanlılarla batıda, Timurlularla doğuda bir bürokrasi ve ilim dili oldu.

XIII. asırda Anadolu'da Türkçe şiir de gelişti. Mevlânâ Celaleddin Rumî bazı şiirlerini Türkçe yazdı. Şeyyad Hamza, Hz. Ali'nin Salsal adlı bir dev ile yaptığı cengi anlatan "Salsalname"sini 1245 yılında yazdı. Sultan Veled'in (öl.1312) çeşitli şiirleri Türkçe idi. Önemli eserlerden biri de Hacı Bektaş Veli'nin (öl.1271) "Makalât"ıdır. Yunus Emre'nin (öl.1325 civarı) "Divan"ı; Ahmed Fakih'in (öl.1231) "Çarhnâme" adlı manzum eseri; ‘Ali'nin "Kıssa-i Yusuf"unu da hatırlatmak gerekir.

XIV. asırda Türkçe gelişmesine devam etti. Gerek Osmanlılar, gerek Anadolu beyleri Türkçe'yi korudular. Öyle ki, Orhan Gazi vakfiyesini Türkçe olarak yazdı. XIV. asırda Osmanlılar adına Türkçe yazılan ve Türkçeye tercüme edilen kitapların sayısı 40'tan fazladır. Bu devirde Türkçe kitap yazanlar arasında "Mantıku't-tayr"ın mütercimi Gülşehrî; "Merzuban-nâme" ve "Kâbus-nâme" mütercimi Şeyhoğlu; "Garib-nâme"nin yazarı Aşık Paşa; "Mevlid"in yazarı Süleyman Çelebi; divan sahipleri Nesimî ve Kadı Burhaneddin; "Tevârih-i Al-i Osman" ve "İskender-nâme"nin müellifi Ahmedî; "Ferheng-nâme-i Sa'di"nin müellifi Hoca Mesud b. Osman; "Gülistan" mütercimi Seyf-i Serayî; "Gazavât-nâme" müellifi Dursun Fakîh; "Hulviyât-ı Şahî" müellifi Candaroğlu İsmail Bey; "Mukaddime-i Kutbuddin"in yazarı Kutbuddin İznikî; "Melheme" sahibi Yazıcı-zâde Salahaddin; "Envaru'l-‘aşikîn", "Ahmediye" ve "Acaibu'l-mahlukât tercümesi" adlı kitapların sahibi Ahmed Bican ve Ahmed-i Dai gibi ünlü kişiler sayılabilir.

XV. asırda Anadolu'da Türkçe yüzden fazla eser yazıldı. Türkçe, bağımsız bir bürokrasi ve ilim dili, Arapça ve Farsçanın yanı sıra İslâm dünyasının üçüncü büyük kültür dili olmuştur. Bu asırdan sonra Türkçe telif ve tercüme, artarak sürmüştür.

XVII. asırdan itibaren Türkçe yazılan eserler Arapça ve Farsça eserlerden hiç de az değildir. Hemen hemen islam dünyasında yazılan her eserden, Türkçe eserler meydana getirilmiştir. Bunlar: din ve dil ilimleri, tarih, coğrafya, felsefe, riyaziyat, fizik, kimya, tıp, zooloji, botanik, sihir, rüya tabiri konulu ve ansiklopedik eserlerdir.

II. BÖLÜM


OSMANLI KÜTÜPHANELERİ
1-OSMANLI KÜTÜPHANELERİ
İlk Osmanlı kütüphaneleri medreseler bünyesinde kurulmuştur. Bilinen ilk Osmanlı kütüphaneleri Bursa ve Bolu'da kurulmuş olan iki medresenin içinde oluşturulmuştur. Kültürel gelişmenin fetret döneminde durma noktasına geldiği Osmanlı Devleti'nde 15. yüzyılda II. Murad'ın padişahlığı döneminde yapılan medreseler, camiler ve tekke kütüphaneleri sayesinde, yeni bir Osmanlı kültür hayatı oluşur. II. Murad'ın 1430'da Edirne'de kurduğu Darü'l-hadis medresesinin vakfiyesine göre burada 71 cilt yazma eser bulunmaktaydı.

Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethettikten sonra bu şehrin İslâm dünyasının önemli bir kültür merkezi olması için uğraştı. Bu nedenle bazı Bizans kiliselerini medreseye çevirdi. Bazı kişisel kitaplarını da buralara bağışladı.

Hakkında kesin bilgi olan ilk kütüphane Fatih Sultan Mehmed tarafından 1459 yılında yaptırılan Eyüp Camisinde bulunan kütüphanedir. Daha sonra Fatih Sultan Mehmed 1463-1470 yılları arasında Fatih Camisini yaptırarak etrafına sekiz medrese kurdurdu. Bizans kiliselerinde bulunan sınıfları buraya getirtti. Amaç, camide merkezî bir kütüphane kurarak kullanımı kolaylaştırmaktı. Sultan tarafından bağışlanan kitaplarla derme sayısı 839'a çıktı. Ayrıca, Topkapı'da, Edirne'den gelen kitaplardan oluşan bir koleksiyon kurdu.

İstanbul ve İmparatorluğun diğer yerlerindeki devlet adamları ve ünlü bilginler tarafından kurulmuş kütüphaneler de vardı. Bunlar genellikle Edirne, Bursa, Amasya ve Konya gibi kültür merkezlerindeydi. II.Bayezid, Edirne, Amasya ve İstanbul'daki külliyelerinde birer kütüphane kurdurmuştur. Bunun dışında devrin devlet adamlarının, bilginlerinin gerek İstanbul'da gerekse Anadolu ve Rumeli'de kütüphaneler kurdukları bilinmektedir: ‘Alaiyeli Muhiddin, Atik Ali Paşa, Efdalzade Ahmed Çelebi ve Muslihiddin Çelebi İstanbul'da birer kütüphane kurmuşlardır. İnegöl'de İshak Paşa (1489), Edirne'de Noktacı-zade Mehmed (1492), Manastır'da İshak Çelebi (1506), Prizren'de Suzi Çelebi (1513'ten önce), Amasya'daki Hatuniye kütüphaneleri bunlardan sadece birkaçıdır.

I. Selim döneminde kütüphane konularında pek bir çalışma görülmez. Oğlu I. Süleyman'ın saltanatının ileriki yıllarında İstanbul ve diğer şehirlerde kütüphaneler kurulur. Bu dönemde kurulan medreselerin onaltısında birer kütüphane bulunmaktadır.

16.yüzyılın sonuna doğru medreselerin bünyesinde kurulan kütüphanelerin sayısı artmıştır. Bu kütüphanelerin pek çoğu önceki yüzyılda kurulmuş kütüphanelerin benzeridir. Bu dönemde farklı iki kütüphane vardır. İlki, Mahmud Bey tarafından Cihangir Camisi bünyesinde 1593'te kurulan kütüphanedir. Bu kütüphanenin özelliği kitapların birkaçı hariç tamamının Türkçe olmasıdır. İkincisi, III. Murad tarafından İstanbul'da Rasathane bünyesinde kurulmuş, sadece astronomi ile ilgili eserler içeren bir ihtisas kütüphanesidir.

İlk bağımsız kütüphane İstanbul'da Köprülü Fazıl Mustafa Paşa tarafından 1678'de kuruldu. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Amca-zade Hüseyin ve Şeyhülislam Feyzullah Efendi tarafından kütüphaneler kuruldu. Bu üç kütüphane aynı yüzyılda medrese kütüphanelerinden hem koleksiyon hem de personel bakımından farklı idi.

Osmanlı tarihinde Lale Devri (1718-1730) olarak bilinen, Sultan III. Ahmed'in saltanatının ikinci döneminde kütüphanelere büyük özen gösterilmiştir. III. Ahmed sarayda ve Yeni Caminin yanında (1725); Veziri İbrahim Paşa ise, İstanbul'daki medresesinde (1720) ve memleketi olan Nevşehir'de (1728) kütüphaneler kurmuşlardır.

I. Mahmud (1730-1754) döneminde kütüphanelerin daha hızlı geliştiği görülür. Ayasofya (1740); Fatih (1742); Galatasaray (1754) kütüphaneleri bu dönemde kurulan en önemli kütüphanelerdir. Ayrıca günümüze kadar gelen birçok kütüphane de I. Mahmud dönemine tarihlenir : Hekimoğlu Ali Paşa (1738), Hacı Beşir Ağa (1745), Ayasofya (1740), Atıf Efendi (1741) ve Fatih (1742) kütüphaneleri bunlardandır.

18. yüzyılın sonuna doğru kurulan kütüphanelerin çoğu farklı bir özellik taşımaz; Nevşehir'de Karavezir (1780); Isparta'da Halil Hamit Paşa (1783); Konya'da Yusuf Ağa (1794); Kayseri'de Raşit Efendi (1797); Kütahya'da Vahit Paşa (1811) ve Burdur'da Derviş Paşa (1818) bu dönemin kütüphaneleridir.

II. Mahmud (1808-1839), yaptığı yeniliklerin bir parçası olarak, kütüphaneleri de devletin kontrolü altına almaya çalışmıştır. Ancak, devletin kütüphanelere müdahalesi kontrolle sınırlı kalmış ve Tanzimatın ilanından sonra kütüphanelerde köklü değişiklikler yapılmıştır.

Tanzimat'tan Cumhuriyet'in kuruluşuna (1923) kadar vakıf kütüphaneleri gelişmelerini sürdürmüş, ancak bu devirde Batının tesiriyle yüksek öğrenim kurumlarının bir çoğunda Türkçe ve yabancı dilde, özellikle Fransızca olarak yayımlanmış kitaplardan oluşan kütüphaneler kurulmuştur.

Türkiye, günümüzde bütün ilimlerde İslâmî yazmaların en çok bulunduğu ülkedir. Arşivlerdeki evrak dışında, Türkiye'de 300.000 cilt civarında yazma olduğu tahmin edilmektedir. Ortalama olarak bunların 160.000'den fazlası Arapça; 70.000 cilt kadarı Türkçe; 13.000 ciltten fazlası Farsça'dır. Yunanca, Ermenice, Süryanice yazmalar da vardır. Türkiye'deki yazma eserlerin 160.000 kadarı Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 35 kütüphanede yer almaktadır.

2-İSTANBUL'DAKİ YAZMA ESER KÜTÜPHANELERİ
Yazma Eser Kütüphanesi olarak Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü çatısı altında faaliyet gösteren 13 kütüphaneden 7 adedi İstanbul'dadır. Bu kütüphanelerde yaklaşık olarak 105.000 adet el yazması eser mevcuttur.

2.1.SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ:

İstanbul Eminönü ilçesinde Süleymaniye külliyesinde yer alan Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, yazma eser bakımından dünyanın en önemli kütüphaneleri arasındadır. Cumhuriyet döneminde çıkarılan "Tevhid-i Tedrisat Kanunu" ve "Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun" uyarınca İstanbul'daki Yazma Eser Kütüphaneleri Süleymaniye çatısı altına alınmıştır. 106 koleksiyonda toplam 70.000 cilt kadar yazma ve 120.000 basma eser bulunmaktadır. Bunlardan 12.000 cilt kadarı Türkçe; 50.000 kadarı Arapça; 3.680 cildi ise Farsçadır. Bu koleksiyonlardan 46'sının muhtasar fihristi Osmanlıların son devirlerinde basılmıştır. İçlerinde Ayasofya, Bağdadlı Vehbi, Carullah, Damat İbrahim, Esad Efendi, Fatih, Hacı Mahmud, Hamidiye, Kılıç Ali, Laleli, Reisülküttap, Süleymaniye, Şehid Ali ve Yeni Cami en değerli koleksiyonlardır. Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi'ni dünya çapında yazmalar merkezi yapan da bu koleksiyonlardır. Türkiye içinden ve yabancı araştırmacıların, Kütüphanedeki eserlerin mikrofilm, CD, fotoğraf gibi materyalinden kopya isteklerinin karşılanması amacıyla gerekli teknik donanım bulunmaktadır.

2.2.KÖPRÜLÜ YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

1661 yılında Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından kuruldu. 2.775 cilt yazma eser ayrıca 2.810 adet basma eser yer almaktadır. Çemberlitaş'ta faaliyet gösteren kütüphanenin kataloğu IRCICA yayınları arasında 1986 yılında üç cilt halinde basılmıştır.

2.3.ATIF EFENDİ YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

1741 yılında, hattat, şair, maliyeci Mustafa Atıf Efendi tarafından Eminönü Vefa'da kuruldu. 3.228 cilt yazma ve 24.563 adet basma eser bulunmaktadır. 1892 yılında muhtasar fihristi basılmıştır.

2.4.RAGIP PAŞA YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

1763 yılında Koca Ragıp Paşa tarafından Lalali'de kuruldu. Eminönü'ne bağlı Laleli semtinde yer alan kütüphanede 1.275 cilt yazma eser vardır. Muhtasar fihristi 1285 hicrî yılında basılmıştır.

2.5.NUR-U OSMANİYE YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

1775 yılında Sultan I. Mahmud tarafından kuruldu. 5.052 cilt yazma eser vardır. Eminönü'nde Nuruosmaniye Camisi bahçesinde yer alan kütüphanenin muhtasar fihristi 1310 hicrî yılında basılmıştır.

2.6.HACI SELİM AĞA YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

1782 yılında kuruldu. Selimağa, Aziz Mahmud Hüdaî, Nurbanu Sultan, Kemankeş Emir Hoca koleksiyonları buradadır. Üsküdar'da yer alan kütüphanede 2.952 yazma eser vardır. Muhtasar kataloğu 1310 hicrî yılında basılmıştır.

2.7.MİLLET KÜTÜPHANESİ:

1916 yılında, Ali Emirî tarafından vakfedilen kitaplarla oluşturuldu. Fatih'te Feyzullah Efendi Medresesi'ndedir. Koleksiyonunda Ali Emirî koleksiyonundaki 4.414 eserle birlikte toplam 10.500 cilt civarında yazma eser vardır.

Millet Kütüpanesi'ne bağlı olarak çalışan Fatih Çarşamba'daki Murad Molla Kütüphanesi Damadzâde olarak da bilinir. 1775 yılında kurulan kütüphanede 2.000 cilt kadar yazma eser bulunmaktadır. Muhtasar fihristi hicrî 1311 yılında basılmıştır.

2.8.YAZMA ESER BULUNAN DİĞER KÜTÜPHANELER:

2.8.1.BAYEZIT DEVLET KÜTÜPHANESİ:

Bayezit'ta bulunan bu derleme kütüphanesi 1882 yılında Kütübhane-i Osmanî adıyla Osmanlı Devleti tarafından kuruldu. Toplam 11.098 cilt yazma esere sahip olan koleksiyonuna, Veliyüddin Efendi koleksiyonu ile Kara Mustafa Paşa koleksiyonu da eklenmiştir. Kültür Bakanlığı'na bağlıdır.

2.8.2.İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANESİ:

1925 yılında kurulmuştur. II. Abdülhamid'e gelen yazmalar ile Halis Efendi, Sahip Molla ve Rıza Paşa koleksiyonlarından oluşan 18.000 cilt : 6.963 Arapça; 1.614 Farsça; 9.941 Türkçe; az sayıda Almanca, Ermenice, Fransızca, İtalyanca, Rusça yazma bulunmaktadır.

2.8.3.BELEDİYE KÜTÜPHANESİ:

1929 yılında İstanbul Belediyesi tarafından kurulmuştur. Bu kütüphanede toplam 6.543 adet yazma eser vardır.

2.8.4.KANDİLLİ RASATHANESİ KÜTÜPHANESİ:

Kütüphanede 574 cilt yazma eser, 300 cilt kadar da takvim bulunmaktadır.

2.8.5.YAPI KREDİ BANKASI SERMET ÇİFTER ARAŞTIRMA KÜTÜPHANESİ:

1975 yılında Taksim'da kurulmuştur. 1.000 cilt yazma eser vardır.

2.8.6.TERCÜMAN GAZETESİ KÜTÜPHANESİ:

1976 yılında kurulmuştur. 500 ciltten fazla yazma ihtiva eder. Kataloğu Günay Kut tarafından çıkarılmıştır. Bu koleksiyon Süleymaniye Kütüphanesi koleksiyonları arasındadır.

2.9.YAZMA ESER BULUNAN MÜZELER:

2.9.1.TOPKAPI SARAYI MÜZESİ KÜTÜPHANESİ:

Fatih Sultan Mehmed döneminde "Enderun Mektebi Odaları"nda kurulmuştur. Topkapı Sarayı'nda III. Ahmed, Revan Köşkü, Bağdad Köşkü, Hazine, Emanet Hazinesi, Medine, Koğuşlar koleksiyonları vardır. Bu kütüphanedeki Arapça, Türkçe, Farsça yazmaların sayısı 13.405'tir. Çeşitli kitaplar ve albümler içerisinde XII. ve XVII. yüzyıllar arasına tarihlenen 13.533 adet minyatür bulunmaktadır. 140 cilt içerisinde 7.200'den fazla Türk, Hint, Moğol ve Arap minyatürü vardır. 1924 yılında doğrudan Müzeler Müdürlüğü'ne bağlandı.

2.9.2.TÜRK-İSLAM ESERLERİ MÜZESİ KÜTÜPHANESİ:

Süleymaniye'deki medreselerden birindedir. Müze olarak 14 Nisan 1914 tarihinde Vakıflara bağlı olarak kuruldu. 1927'de Millî Eğitim Bakanlığı'na (Topkapı Sarayı Müzesi'ne) bağlandı. Toplam 2.251 cilt Arapça, Farsça ve Türkçe yazma eser vardır.

2.9.3.ARKEOLOJİ MÜZESİ KÜTÜPHANESİ:

Topkapı Sarayı bahçesinde müze binası olarak 1902'de yapılan kısımla birliktedir. Bu müzeye eskiden Müze-i Hümayûn denirdi. Basma eser sayısı yazmalardan fazladır. 478 Arapça, 192 Farsça, 949 Türkçe, 38 müşterek dilde, 2 Çağatayca olmak üzere toplam 1.659 cilt yazma eser vardır.

2.9.4.DİĞER MÜZELER:

İstanbul'daki bazı müzelerde de el yazması eser bulunmaktadır. Bunlar: Askerî Müze; Deniz Müzesi; Divan Edebiyatı Müzesi; Vakıf Hat Sanatları Müzesi; Sadberk Hanım Müzesi'dir.

3-ANKARA'DA YAZMA ESER BULUNAN KÜTÜPHANELER
3.1.MİLLÎ KÜTÜPHANE:

Adnan Ötüken tarafından kurulmuş, 16 Ağustos 1948 tarihinde Saraçoğlu Mahallesi'ndeki binasında kullanıcıya açılmıştır. 29 Mart 1950 tarihinde kuruluş kanunu kabul edilmiştir. 5 Ağustos 1983 tarihinden beri Bahçelievler son durakta özel olarak yaptırılmış modern binasında hizmet vermektedir.

Millî Kütüphane'de çeşitli koleksiyonlardaki 11.546 yazma eserin dışında ;

Adana İl Halk; Afyon Gedik Ahmet Paşa İl Halk; Ankara Adnan Ötüken İl Halk; Bolu İl Halk; Bolu-Mudurnu İlçe Halk; Çankırı İl Halk; Elazığ İl Halk; Elazığ-Ağın İlçe Halk; Eskişehir İl Halk; Kahramanmaraş Muharrem Çelebi İl Halk; Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'nden devir 122; Nevşehir Damat İbrahim Paşa İl Halk; Nevşehir - Gülşehir-Karavezir İlçe Halk; Nevşehir-Ortahisar İlçe Halk; Nevşehir-Ürgüp Tahsin Ağa İlçe Halk; Nevşehir-Ortahisar Hüseyin Galip Efendi; Ordu İl Halk; Samsun 19 Mayıs İl Halk Kütüphanesi'nden devredilen Ordu yazmaları; Samsun İl Halk; Samsun-Bafra İlçe Halk; Samsun-Havza İlçe Halk; Samsun-Vezirköprü İlçe Halk; Sinop Rıza Nur İl Halk; Sivas-Gürün İlçe Halk; Tokat İl Halk; Tokat-Zile İlçe Halk; Uşak Karaali Camii (Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden devir) ve İçel-Tarsus İlçe Halk Kütüphanesi'nden olmak üzere devredilen toplam 14.218 yazma eserle birlikte 25.849 cilt yazma eser ve 8.934 adet Şer'iye Sicil defterine sahiptir.

3.2.ANKARA ÜNİVERSİTESİ D.T.C.F. KÜTÜPHANESİ:

Cumhuriyet döneminde 1935 yılında kurulmuştur. 15.000 cilde yakın yazma eser bulunmaktadır.

3.3.ANKARA'DAKİ DİĞER KURUMLARIN KÜTÜPHANELERİ:

Ankara Üniversitesi Tıp Tarihi Merkezi Feridun Nafiz Uzluk koleksiyonunda; Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi'nde; Diyanet İşleri Başkanlığı Kütüphanesi; Türk Dil Kurumu; Cumhurbaşkanlığı Köşkü; T.B.M.M. Kütüphanesi ve Anıtkabir'de de bir miktar yazma eser vardır.

4.EL YAZMASI ESER BULUNAN HALK KÜTÜPHANELERİ:
Türkiye'deki Halk Kütüphaneleri, Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'ne bağlıdır. Yazmalar, Yazma Eser Kütüphaneleri ile bazı Halk Kütüphanelerinde bulunmaktadır. Yazma eser kütüphaneleri

4.1.BURSA KÜTÜPHANELERİ:

Bursa'da çeşitli koleksiyonlardan meydana gelen Osmangazi Tahtakale'deki İnebey Medresesi'nde yer alan Kütüphanede 8.373; Yenişehir Süleymanpaşa 238;Bursa Müzesi'nde 400 cilt ile birlikte Bursa yazmalarının toplamı 8.773 cilttir. Bursa İnebey İl Halk Kütüphanesi bünyesinde faaliyet göstermektedir.

4.2.KONYA KÜTÜPHANELERİ:

Konya'da Yusuf Ağa, İzzet Koyunoğlu, Mevlâna Müzesi ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi gibi dört önemli koleksiyon bulunmaktadır. Karatay'daki Yusuf Ağa Yazma Kütüphanesi'nde 3.185 yazma bulunmaktadır. Bu kütüphane Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne bağlı olarak çalışmaktadır. Koyunoğlu koleksiyonunda 3.000; Mevlâna Müzesi'nde 2.000 kadar yazma eser vardır. Meram'daki anıt alanında bulunan Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde:Isparta Halil Hamid Paşa; Adıyaman İl Halk; Gaziantep İl Halk; Isparta - Şarkikaraağaç İlçe Halk; Isparta - Yalvaç İlçe Halk; Isparta-Uluborlu Alaaddin; Karaman İl Halk; Mardin İl Halk kütüphanesi'nden gelen eserlerle birlikte 5.104 adet eser vardır.

4.3.KAYSERİ RAŞİT EFENDİ YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

Mehmet Raşit Efendi tarafından Padişah III. Selim (1789-1807) döneminde kurulmuştur. Kurucu tarafından 925 cilt el yazması, 18 cilt de İbrahim Müteferrika basması olmak üzere toplam 943 cilt kitap (1211 hicri) vakfedilmiştir. Halen buradaki yazma eser toplamı 2.000 cilttir.

4.4.SİVAS ZİYA BEY YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ:

Sivas merkezde Çarşıbaşı Mahallesinde, Sivas Kongresi üyesi Sivaslı Yusuf Ziya Başara tarafından son Osmanlı mimarisi tarzında Kütüphane olarak yaptırılmış iki katlı taş bir binada faaliyet göstermektedir. Mevcut yazma eser sayısı 704 cilttir. Yönetim olarak Sivas İl Halk Kütüphanesi'ne bağlı olarak çalışmaktadır.

4.5.DİYARBAKIR ZİYA GÖKALP İHTİSAS KÜTÜPHANESİ:

Bu kütüphanede 1.984 cilt yazma eser bulunmaktadır. İl Halk Kütüphanesine bağlı olarak çalışmaktadır.

4.6.DİĞER HALK KÜTÜPHANELERİ:

Amasya Beyazıd; Antalya - Akseki Yeğen Mehmed Paşa; Balıkesir İl Halk; Burdur İl Halk; Çorum - İskilip ve Hasanpaşa Halk Kütüphaneleri; Edirne Kırkpınar Halk Kütüphanesi; Erzurum İl Halk; Kastamonu İl Halk; Kütahya Vahid Paşa İl Halk; Malatya - Darende Mehmed Paşa; Manisa İl Halk; Manisa - Akhisar Zeynelzade; Nevşehir - Hacı Bektaş; Niğde - Bor Halil Nuri Bey; Kütahya - Tavşanlı Zeytinoğlu; Trabzon İl Halk Kütüphanelerinde çok sayıda, fakat miktarı ara sıra değişen el yazması eser bulunmaktadır.

5.EL YAZMASI ESER BULUNAN DİĞER KURUMLAR:
Antalya Müzesi; Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphaneleri ve İzmir Millî Kütüphane. (Türkiye'de ulusal anlamda Devlet tarafından kurulmuş olan kütüphane Ankara'daki Millî Kütüphanedir. İzmir'deki Millî Kütüphane, Devlet tarafından isimlendirilmiş bir kütüphane değildir. Avukat Kadızade İbrahim Bey'in öncülüğünde 23 Haziran 1912 tarihinde Beyler sokağında Salepçizade Konağının selamlık bölümünde hizmete girmiştir). Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bağlı kuruluşları ile Müftülüklerde yazma eserler bulunmaktadır.

Yukarıda bilgisi verilenlerden başka özel şahıslarda sayıları belirlenemeyen miktarda el yazması eserler bulunmaktadır.



Bu sayılar Mecmuatü'r-resail ile birlikte 400.000 ile 500.000 arasındadır.






III. BÖLÜM
YAZMA ESERLERDE METODOLOJİ
1.DÜZEN :
El yazmaları genellikle aşağıdaki sıraya göre düzenlenmiştir:

a-Zahriye: Bazı yazmaların iç kapağı durumunda olan sayfadır. Yaprağın (1a) yüzüdür. Daha ziyade tezhipli olan iç kapak için bu deyim kullanılır. Burada kitap adı, müellifin adı ve bazen de eserin kimin adına yazılmış olduğu kaydedilir. Zahriye her yazmada yoktur.

b-Serlevha : Kimi yazmalarda metnin başladığı sayfanın (1b) üst kısmında bulunan, genellikle dikdörtgen veya üçgene benzeyen şekilde (ki buna mihrabiye denir.) süslemeli kısımdır. Burada Besmele veya kitabın adı yer alır. Yazma ve eski basmalarda eserin ilmî ve manevî değerini arttıran bazı kayıtlar vardır. Bunlar fişte not bölümünde belirtilir.

c -Temellük kaydı: Mülkiyet kaydı da denilen ve kitabın kimin malı olduğu hakkındaki kayıttır. Genellikle yaprağın /1a) yüzünde yer alır. Önemli şahıslara ait olanlar tesbit edilir.

d-Sima‘ kaydı : Eserin müellife okunduğu ve müellif tarafından düzeltildiği hakkındaki kayıttır. Kimi kitaplarda eserin sonunda yer alır.

e-Mukabele kaydı : Müellif hattı olan esas nüsha, diğer tam veya iyi bir nüsha ile karşılaştırılmış olduğunu belirten kayıttır. Kimi kitaplarda sima' kaydında olduğu gibi yazma eserin sonunda bulunur.

f.Besmele: Yazmalar besmele (Bismillâhi'r-rahmani'r-rahim) " Esirgeyip bağışlayan Allah'ın adıyla " ile başlar.

g.Hamdele: Allah'a hamd ve şükran bölümü "Elhamdülillâh" kelimesinin kısaltılmışıdır.

h.Salvele: Peygambere dua ve methiye "övgü"nin yer aldığı bölüm.

i.Dibâce /mukaddime: Esere giriş, önsöz bölümüdür. Müellif burada sebeb-i telif kısmında eseri niçin yazdığını, kendi adını, eserin adını ve telif tarihini bildirir. Divanda ise şair, mahlâsını şiirler arasında verir.

j.Fihrist : Yazma eserlerde fihrist bazen dibâce'den önce, bazen de sonra yer alır. Kitabın bölümleri olan cüz, fasıl ve bablarda açıklanır.

k.Eserin metni: Eserin asıl bölümüdür.

l.Hatime : Kitabın sonuç bölümüdür.

m.İstinsah kaydı: Ketebe kaydı da denen bu bölümde yazmanın istinsah tarihi, müntensihi, istinsah yeri kaydedilir. Bazı yazmalarda bu bölümde müellif adı ve kitap adı, telif tarihi de verilir. Müstensih adından önce "el-fakîr" "el-hakîr" gibi tevazu sıfatları da kullanılır.

2.DEĞERLENDİRME :
El emeği ile tek tek meydana getirildiği için yazma eserler, basma eserlerden farklı bir değer taşır. Yazma eserlerde konunun öneminden başka, elde bulunan bir nüshada yer alması gereken özellikler :

a- Tek (ünik) nüsha (bilinen tek nüsha),

b- Nadir nüsha,

c- Eski tarihli nüsha,

d- Müellif hattı (Müellif yazısı) olan nüsha (esas nüsha),

e- Müellifin söyleyerek yazdırdığı nüsha (müellif nüshası),

f- Müellife okunarak kontrol edilmiş ve düzeltilmiş nüsha (sima‘ kaydı olan nüsha),

g- Müellif müsveddesinden tebyiz edilmiş (temize çekilmiş) nüsha,

h- Müellif nüshası ile karşılaştırılmış nüsha (mukabele kaydı olan nüsha),

i- Müellif nüshasından istinsah edilen nüsha,

j- Müellifin yaşadığı devirde istinsah edilmiş olan nüsha,

k- Müellifin yaşadığı devre en yakın bir tarihte intinsah edilmiş olan nüsha,

l- Mevcut nüshalar içinde tamam olan nüsha,

m- Sanat değeri taşıyan nüsha (yazı, tezhip, minyatür ve cilt bakımından),

n- El yazma esere sahip olan kişi hakkındaki kayıt (temellük kaydını taşıyan nüsha),

o- Yazmanın önemli bir kişi adına (padişah, sultan, devlet adamı) veya kütüphanesi için yazılmış olması.

Bunlar, yazma eserlerin değerini arttıran ve onların değerlendirilmesinde göz önünde tutulması gereken özelliklerdir.

3.TELİF METODLARI :
Yazma eselerde, eseri yazan kimse müellif (yazar)'dır. Bir de bu eseri kâğıt üzerine geçiren, yazan kişi ; müstensih (hattat) vardır. Müellif, eseri telif eder, müstensih bundan veya daha sonra meydana gelmiş olan çeşitli nüshaları birinden istinsah (kopya) ederek çoğaltır. Bunun sonucu olarak yazma eserin meydana getirilmesinde emeği olan müellif ve müstensihe karşılık, iki türlü de tarih vardır ki biri eserin müellifi tarafından telif edildiği (yazıldığı) telif tarihi, diğeri ise, müstensih tarafından istinsah (kopya) edildiği istinsah tarihi'dir. Yazmaların bibliyografik künyelerinde bu iki tarihin de tesbiti gerekir.

Yazma eserlerin ilk nüshası "müellif nüshası"dır ki bu da iki şekilde olabilir:

a)Müellif hattı: Müellifin, eserini kendi el yazısı ile yazmasıdır.

b)Müellif diktesi: Müellifin, eserini bir kimseye söyleyerek yazdırmasıdır. Bu, müellif nüshasıdır fakat müellif yazısı değildir.

Kütüphanelerimizde bulunan yazmaların, esas nüsha dediğimiz müellif nüshaları çoğu kere mevcut olmayabilir. Aslı kaybolmuş veya elde kopye edilmiş diğer nüshaları kalmış olabilir. Öte yandan bazı yazmaların nüshalarının sayısı pek çok olduğu halde bazıları tek, bazıları ise nadir, yani sadece birkaç tanedir. Ancak, bu durum hiçbir zaman kesin olarak söylenemez. Zira, hiç ümit edilmeyen bir zamanda, umulmayan bir yerde yeni bir nüsha ortaya çıkabilir. Bu bakımdan bilinen tek nüsha veya bilinen nadir nüshalardan biridir demek daha doğru olur.

İstinsah tarihi bulunmayan yazmalarda kâğıdın cinsi, yazı çeşidi, mürekkebi, tezhip tarzı, minyatürü ve cildi yazmanın devrinin tayininde en büyük yardımcıdır. Ancak, bunlara dayanarak kitabın yazıldığı dönemi belirlerken çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü, eldeki kitabın cildi daha sonra yapılmış olabileceği gibi, daha eski bir devirde yapılmış olan bir cilt daha sonra yazılmış olan bu esere geçirilmiş olabilir. Bunun gibi, eser sonradan tezhiplenmiş veya minyatürleri daha sonra yapılmış olabilir. Bazı yazmalarda tezhip veya minyatür için ayrılmış boşluklara rastlanması bu durumu açıklar ; bunlar için yer ayrıldığı halde sonradan yapılmış ve yerleri boş kalmış olabilir. Bizi bu kanıya götüren özelliklerin tanınması da çok eser görmek ve birbiri ile karşılaştırarak çeşitli devirlerin karakterlerinin çok iyi olarak öğrenilmesine bağlıdır. Yanıltıcı olmaması için çok iyi bilinmeyen hususlarda kesin sonuçlar çıkarmadan bu durumları belirtmek daha doğru olur.

4.YAZMA ESER TÜRLERİ :
a.Cönk (dana dili - beyazî): Enine açılan kitaplara bu isim verilir. Genellikle halk şairlerinin şiirlerinden, kısa hikâyelerden ve dualardan oluşan mecmualardır.
b.Fevaid : Yazmaların aralarındaki ve sonlarındaki boş yapraklarında, zahriyelerinde, sayfa kenarlarında bulunan not şeklindeki faydalı bilgilerdir.
c.Hamiş: Mektubun altına ilave edilen yazı.
d.Haşiye : Genellikle bir kitabın sayfa kenarlarına veya satır aralarına yazılan ve eseri açıklayan veya ek notlar şeklinde yazılan yazılardır. Haşiye yapana muhaşşi denir. Haşiyeler bazı hallerde metinden ayrı bir eser şeklinde olabilir. Fişte kimin hangi eserine haşiye olduğu not bölümünde kaydedilir. Metnin adına göre isim almış haşiye örneği : "Haşiye alâ Camiü's-sahih", Yeni isim almış haşiye örneği : "Fütuhü'l-Ğayb".
e.Külliyat : Aynı yazarın eserlerini bir cilt içinde toplayan kitaplardır. Külliyat içinde toplanmış olan eserler, mecmuatü'r-resail içindeki risaleler gibi ayrı ayrı fişlenirler. Yer numaraları ve yapraklarının tesbitinde mecmuatü'r-resail'deki kurallar uygulanır.
f.Mecmuatü'r-resail: Şark yazmalarında rastlanan diğer bir şekil de Mecmuatü'r-resail denilen Risaleler Mecmuasıdır. Bir cilt içinde çeşitli eserler bulunan kitaplara denir. Bu eserler bir arada ciltlenerek veya birbiri arkasına kopya edilerek mecmuatü'r-resail meydana getirilir. Ayrı birer müellifi, kitap adı, konusu, hamdele, salvele, dibace ve hatimesi, istinsah kaydı bulunan risaleler müstakil bir kitap gibi işlem görürler ve her birinin bibliyografik künyeleri ayrı ayrı tesbit edilir. Risalelerin yer numaraları, içinde bulunduğu cildin yer numarasıdır. Mecmuatü'r-resail içindeki risaleler ayrıca bir yer numarası alır ve bu numara, cildin yer numarasından sonra payda ile gösterilir : 1/1, 1/2, 1/8 gibi.
Mecmuatü'r-resailler baştan sona kadar devam eden bir yaprak numarası alırlar. Ancak her risale ayrı yaprak numarası almaz. Her risalenin yaprak numarası o cilt içinde bulunduğu yapraklara göre, yaprakların a ve b yüzleri de belirtilerek gösterilir :
1. risale 1b - 43a
2. risale 43b - 87b
3. risale 221a - 298b gibi.
Batı ülkelerinde yaprağın a yüzü için recto (r), b yüzü için verso (v) terimleri kullanılır. Kitaba konulan yaprak numaralarında a ve b yüzleri yazılmaz sadece yaprak sayısı 1, 2, 3... yazılır. Ancak mecmuatü'r-resail ve külliyatlar içindeki eserlerin o kitap içinde bulunduğu yapraklar belirtilirken, a ve b yüzleri de tesbit ve katalog fişlerine kaydedilir. Bir de yazmalardan faydalanılarak yapılan yayınlarda kaynak verilirken tam sayfayı belirtmek için a ve b yüzleri ile gösterilirler.
g- Muhtasar: Bir eserin kısaltılmış şeklidir.
h.Murakka'a : Muhtelif yazı örneklerini içeren kitaplardır.
i.Müsvedde : Bir yazarın karalama halindeki notlarını oluşturan kitaplardır.
j.Sefine: Türkçe gemi anlamına gelen ve çoğu kere birbiriyle ilgisi olmayan, büyük küçük hacimli eserleri bir araya toplayan kitaplardır.
k.Sevad: Notlardan, hat örneklerinden ve orijinalinden kopya edilmiş derlemelerdir.
l.Şerh: Bir eserin metnini açarak, açıklayarak meydana getirilen eserlere şerh, bu eserin müellifine de şarih denir. Şerhler genellikle metin ile bir arada bulunur. Metinden bir kısım alınır, altında onun şerhi (açıklaması) yapılır. Şerhler çoğu zaman esas metnin adını da içine alan isimler taşırlar. "Şerh-i Fususü'l-hikem", "Şerh-i Gülistan" gibi. Kataloglamada şerhin, kimin, hangi eserinin şerhi olduğu, fişin not bölümünde belirtilir.
m.Şukka: Küçük kâğıt parçalarına yazılarak kitaba iliştirilmiş notlardır. Bu notlar, tarih, edebiyat ve sanat bakımından önemli olabilirler. Bunların da sayfalarının a ve b yüzleri gösterilerek tesbit edilmesi yararlıdır.
n.Talika (Talikât): Bir kitabın bazı yerlerini açıklayıp, aydınlatmak amacıyla o kitabın kenarına veya ayrı bir risale halinde yazılan düşünceler, fikirler, yorumlardır. Talik yazana talikacı, talikatçı denir. İbnü'l-Münir, Nasireddin Ahmed bin Muhammed el-İskenderî'nin "el-İntisaf" adlı eseri Zemahşeri'nin "el-Keşşaf an hakaiki't-tenzil" adlı eserine bir talikadır.
o.Tefsir: Kur'anıkerim'in açıklamasıdır. Tefsir yapana müfessir denir. Tam tefsir Kur'anıkerim'in tamamının veya bir kısmının açıklaması olabilir; o zaman hangi sûreden hangi sûreye (hatta o sûrenin kaçıncı ayetinden kaçıncı ayetine) kadar tefsiri olduğu tesbit edilir. Bazı cüz, sûre ve ayetlerin tefsiri da olabilir. O zaman da hangi cüz, hangi sûre veya ayetin tefsiri olduğu tesbit edilir ve bunlar katalog fişinde "not" bölümünde belirtilir. Kur'anıkerim: 30 cüz; her cüz 20 sayfa; 114 sûre ve 6666 ayettir. Cüz ve hizibler sayfa kenarlarında cüz ve hizib gülü denilen şekillerle belirtilir. Her cüz 4 hizibdir. Sûreler, sûre adının da kaydedildiği başlıklarla birbirinden ayrılır. Ayetler ise her sûre içinde 1'den başlayarak, içinde ayet sayısını da veren küçük yuvarlak işaretlerle belirtilmiştir. Bazı Kur'anıkerim'lerde ayet sayısı verilmemiştir.
p.Telhis: Bir eseri hulâsa ederek, kısaltarak, özetleyerek meydana getirilen esere telhis; telhis yapana telhisci, telhisatcı denir.
r.Telif eser: Herhangi bir konuda telif edilen, yazılan eserlerdir. Telif eden (yazan) kişiye müellif, telif edilen eserlere de müellefat denir. Şark yazmalarında bir eseri ilâvelerle genişleten, açıklayan, kısaltan kişiler (şarih, muhaşşi, talika ve telhis sahipleri) de müellif sayılırlar ve kataloglamada bunlar için de müellif gibi işlem yapılır.
s.Tercüme eserler: Bir dilde yazılan bir eserin başka dile çevrilmesi ile maydana getirilen eserlerdir. Tercüme edene mütercim (çeviren), tercüme edilmiş eserlere de mütercem denir. Tercüme eserlerde mütercimlerin durumu tercüme edilen esere göre tesbit edilir.
t.Zeyl: Bir eserin konusunu devam ettiren ve onu tamamlayan eserlerdir. Genellikle tarih, biyografi ve bibliyografya eserlerinde zeyller çoktur. Zeyli meydana getirene zeyl yapan veya zeylci denir. Çoğunlukla başka kişi tarafından yapılan zeyller bazı hallerde de eseri yazan müellif tarafından veya bir eser için birkaç zeyl de yapılmış olabilir. Nev'i-zâde Ataî'nin "Hadaikü'l-hakaik...."adlı eseri Taşköprüzade'nin "Şakaikü'n-numaniye..." adlı biyografik eserinin zeylidir ve bu esere sonradan birçok zeyl yapılmıştır.
5.TASNİF VE KATALOGLAMA:
Kitap, belli bir kişi tarafından belli bir isimle, belli bir konu üzerinde yazılan eserdir. Bu eserin tasnif kurallarına göre, bir mukaddime, bablara ayrılan ana kısım ve hatimeden oluşması gerekir. Ancak bazı kitaplarda bu unsurlardan bir kısmı bulunmayabilir. Kur'an'la başlayan yazılı İslâm literatürü asırlar boyu devam eden İslâm alimlerinin çabalarıyla muazzam bir yazılı edebiyat haline gelmiştir. İslâm medeniyetinde modern ilmin ortaya çıkmasına kadar mevcut olan ve toplumun ihtiyaç duyduğu her ilim sahasında kitap yazılmıştır.
Konularında kitap yazılan bu ilimleri kısaca şöyle tasnif edebiliriz:
a.Din ilimleri: Tefsir, kıraat, tecvid, usul-i tefsir, hadis, icazet, şemail, akaid(kelam), fıkıh, usul-i fıkıh, feraiz, adab-ı şer'iye, zühd-tasavvuf, mevaiz, dini ahlak, havas, ediye.
b.Dil ilimleri: Hat, sarf, nahiv, lugat.
c.Edebiyat: Şiir, şiir tenkidi, aruz, kafiye, edeb, belagat, meani, inşa sanat, atasözleri, folklor, masal, destan.
d.Tarih : Siyasi-askeri tarih, medeniyet tarihi, siyer, megazi, ensab, biyografi-tabakat, menakıb, ilim tarihi, münşeat, dinler tarihi.
e.Coğrafya.
f.Felsefe: ilahiyat, mantık, cedel, siyaset, ahlak.
g.Riyaziyat: Hesap, cebir, mesaha, hendese, vefk, astronomi, astroloji, mikat, musiki, mevazin-mekayil, meteoroloji.
h.Fizik: Hey'et, optik, ilmü'l-ahcar ve'l-meadin, cerrü'l - eskal, fenn-i harb.
ı.Kimya , simya, çeşitli el sanatlarına dair kitaplar.
i.Tıp: Genel tıp, cerrahi, baytarlık, bah.
j. Zooloji: Hayvanat, baznameler.
k.Botanik: filaha, nebat
l.Sihir
m .Rüya tabiri
n.Ansiklopedik eserler, fihristler.
Bu ilimlerin hepsinde yazma eserler bulmak mümkündür. İslâm alimleri tarafından fihristleme metodu bilinmekle beraber, modern manada yazma kataloğu çalışmaları Batı'da başlamış, müslüman alimleri bu konudaki çalışmaları onlardan öğrenmişlerdir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren müslüman ülkelerinde çok sayıda yazmalar kataloğu hazırlanmıştır.
Yazma kitapların tasnifi ve kataloglarının yapılması geniş kültür ve bilgi birikimi isteyen bir iş, önemli derecede tecrübe, dil bilgisi, genel kültür isteyen bir konudur. Sadece dil ve genel kültür bu konuda yeterli değildir. Bir yazmanın tanıtımında bazı hususlar vardır ki, bunlar tecrübe bilgi birikimi ve sezgiyle ortaya çıkar.
Tesbit fişi hazırlanması: Bugün kütüphanelerimizde bulunan yazmaların; Arap harfleriyle yazılmış olması, eserlerin bir çoğunun devrin ilim dili olan Arapça; bir kısmının da edebiyat dili olan Farsça ve içinde bu dillerden pek çok kelime bulunan Osmanlıca ile yazılmış olması, bu eserlerin tasnif ve kataloglanmasında bir çok güçlükler ortaya çıkarmaktadır. Diğer taraftan çeşitli yazılarla (nesih, ta'lik, rık'a, sülüs, divanî, kûfi, reyhanî, muhakkak, siyakat vb. gibi) yazılmış olan yazmaların okunuşları da güçlük yaratmaktadır. Ayrıca yazma eserlerin bibliyografik künyelerinin tesbitinin, basma eserlerden farklı ve bazen uzun bir çalışmayı gerektirecek şekilde olması da çok önemlidir.
Katalogları yapacak ekip şu hususları şahsında toplamış olmalıdır :
a) îlmi ve yazmaları sevmesi gerekir, îstek ve heves olmadan hiç bir iş mükemmel yapılamaz.
b) Yazmaların dilini iyi biîmesi gerekir. Üç doğu şilini yani Arapça, Türkçe Farsça'yı bilirse daha iyi olur. Buniarin yanında Batı'cla yapılan kataloglardan faydalanacak kadar üç büyük batı dilini de anlarsa mükemmel olur.
c) Yazmalar üzerinde çalışmış, çeşitli katalogları görmüş olması gerekir. Böylece, kitapların tesbit fişlerini muntazam çıkarma imkanım elde etmiş olur.
d) Her ilmin konusundan, ana meselelerinden bir edebiyatçının haberdar olacağı kadar haberdar olması gerekir. e) îslam tarihim ve biyografi kitaplarım iyi tanımalı. Biyografi kitaplannın ve tarih kültürünün yardımıyla müskillerini çözebilmeli.
Basma eserlerin çoğunda iç kapakta kolaylıkla bulabildiğimiz, bibliyografik künyenin iki önemli unsuru olan yazar ve kitap adlarının, yazma eserlerde tesbiti için bazı hallerde eserin baş ve sonundan sayfalarca okumak gerekmektedir. Bu durumda, yazma eser bulunan kütüphanelerde görev alacak yazma eser Arapça, Farsça veya hiç olmazsa iyi derecede Osmanlıca bilmesi mecburiyeti gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yazmaların kataloglanmasındaki değişik yöntemler, kütüphanecilik yönünden özel bir çalışmayı ve bilgiyi gerektirmektedir.
Yazma eserler ve özellikle Doğu yazmalarının tekniğini koruyarak bastırılan eski basma eserlerin tasnif ve kataloglanmasında yapılan ilk çalışma tesbit fişi doldurulmasıdır. Bu eserlerin katalog fişlerinin hazırlanması ve demirbaş kitap kayıt defterlerine kaydedilmesi işlemleri, tesbit fişlerinden yararlanılarak kolaylıkla yapılır.
Tesbit fişlerinde :
*Kütüphanenin bulunduğu il, ilçe adı,
*Kütüphane adı ve koleksiyon adı,
*Müellif: (mütercim, şarih, muhaşşi vb. gibi) adı, şöhreti, lâkabı, öz adı, baba, dede adı, varsa nisbeti (doğduğu yere veya mensub olduğu dinî tarikata göre) ve doğum, ölüm tarihleri ile birlikte verilir.
*Kitap adı: Müellifin kitabında verdiği şekliyle ve ayrıca telif tarihi de bulunabilir.
*Dili: Eserin hangi dilde yazıldığı,
*Ciltsayısı: Eser birden fazla ciltten meydana gelmiş ise, her cilt için ayrı tesbit fişi yapılır.
*Tarihi: Telif ya da tercüme tarihi.
*Yaprak sayısı: Basma eserlerdeki sayfaya karşılık, yazma eserlerde yaprak (varak) sayısı kullanılır. Eğer esere önceden yaprak numarası konmamışsa, metnin başladığı ilk yapraktan itibaren numaralanır ve numaralar soldaki sayfanın üst köşesine kurşun kalemle yazılır. Eğer metinden önce yazılı yapraklar varsa onlar ayrıca numaralanır ve artı (+) işareti ile gösterilir. Mecmuatü'r-resail ve külliyatlarda baştan sona kadar devam eden bir numara verilir ve içlerindeki her eser için ayrı tesbit fişi yapılarak, kitap içinde bulundukları yaprak numaraları a ve b yüzleri de belirtilerek kaydedilir. Eğer eserin yaprakları önceden numaralanmışsa bir defa kontrol edilmesi faydalı olur. Herhangi bir atlama veya tekrar varsa düzeltilir. Yaprak "yk" kısaltması ile gösterilir. 245 yk., 11+158 yk., 184 + 2yk., 33b-75a gibi.
*Ölçüsü: Yazma eserlerde ölçü, dış ve iç ölçü olarak tespit edilir ve milimetre " mm " şeklinde yazılır.
Dış ölçü : Kitabın yaprağının boy ve enini gösteren ölçüdür. Kitabın dışından ve cildinden ölçü alınmaz.
İç ölçü : Kitabın yaprağı üzerinde yazının bulunduğu alanın ölçüsüdür. Bazı yazma eserlerde yazının etrafı bir cetvel ile çerçevelenmiştir. Bazılarında ise cetvel yoktur. Cetvel yoksa başlıksız tam metinli sayfanın ölçüsü alınır. İç ölçü tesbit edilirken kitabın baş, orta ve son kısımlarında birkaç yerden kontrol edilmesi gerekir. Eğer bu ölçüler farklı ise, o zaman başka anlamında "bb" kısaltması ile gösterilir.
235 x 160 - 180 x 120 mm.
235 x 160 - bb x bb mm. gibi.
*Satır: Başlıksız ve tam metinli bir sayfada bulunan satır sayısı sayılır ve kaydedilir. Satır sayısı için "st" kısaltması kullanılır. Kitabın baş, orta ve son sayfalarında satır sayıları kontrol edilir. Eğer satır sayısı bütün sayfalarda aynı ise 13 st., 25 st. şeklinde kaydedilir. Değişik sayfalarda satır sayıları farklı ise başka başka anlamında " bb " kısaltması ile "bb. "," st." olarak kaydedilir.
*Sütun: Manzum eserlerde, divanlarda, eserin kaç sütun halinde yazıldığı yani bir sayfada kaç sütun olduğu " stn. " kısaltması ile gösterilerek kaydedilir ; 3 stn., 4 stn. gibi. Bu kayıt için tesbit fişinde ayrı bir bölüm yoksa da satır kaydı yanına yazılması gerekir.
*Hattın cinsi: Yazının cinsi ile birlikte hattatın adı, istinsah tarihi ve yeri de yazılıdır.
*Tezhip ve tezhibin cinsi: Eserin hangi bölümlerinin zahriye, serlevha, konu veya bölüm başlıkları: "Hâtime, Kur'anıkerim'lerde ayrıca sûre başlıkları, cüz, hizib işaretleri vb. gibi" ve hangi sayfalarının tezhipli olduğu ve tezhibin derecesi tezhipli, nefis tezhipli ve pek nefis tezhipli olarak kaydedilir. Minyatür, şekil, resim, levha, plân, harita vs. eserin içinde kaç tane oldukları ve bulundukları yapraklar a ve b yüzleri belirtilerek kaydedilir.
*Cildin cinsi: Cildin çeşidine, özelliğine ve sanat değeri taşımasına göre; pek nefis, nefis olarak nitelendirilir.
*Kitabın fiatı: Eski vakıf kitaplar için bunun tesbiti güçtür. Ancak son devirlerde satın alınanlar için yazılır.
*Nereden ve ne suretle geldiği, tarih: Kitabın kütüphaneye ne suretle geldiği ; bağış, devir, satın alma ve hangi tarihte geldiği kaydedilir.
*Tasnif numarası: Yazmanın konu numarasıdır.
*Eski kayıt : Kitabın bulunduğu önceki koleksiyonda taşıdığı numaradır.
*Açıklamalar: Bu açıklamalar bölümünde kitapta görülen ve fişte ayrı bir yeri olmayan önemli özellikler, kitabın muhtevası ve kitabın fizikî durumu ile ilgili bazı hususlar (başı eksik, sonu eksik, yaprakları rutubetli veya okunmaz durumda vb.) yazılır. Bu açıklamalar bu bölüme sığmadığı takdirde fişin arkasına veya ek bir kâğıda yazılabilir.
5.1.KATALOGLAMADA ÇIKARILACAK FİŞLER :
Yazma eserler incelenerek tesbit fişine bibliyografik künyeleri geçirilir. Katalog fişine bilgiler geçirilirken şu yol izlenir: Mecmuatü'r-resail ve külliyat içindeki eserler ayrı ayrı fişlenir. Birden fazla ciltli eserler için tek fiş yapılır. Ancak bibliyografik künyede müellif ve kitap adından sonra gelen unsurlar her cilt için fişin altında ayrı ayrı belirtilir. Bir fişe sığmazsa iki, üç ek fiş kullanılır.
Yazma eserlerde, basmalarda olduğu gibi her eser için genel olarak üç (müellif, kitap, konu) fiş çıkarılır. Ancak duruma göre ek fişler ile gerek müellif gerek kitap adı için gönderme fişleri de hazırlanır.
- Asıl metne tam uyularak yapılan tercümeler, müellife göre fişlenir, mütercime ek fiş çıkarılır.
- Asıl metne tam uyulmadan yapılan tercümeler, mütercime göre fişlenir, asıl eserle ilgisi notlar bölümünde belirtilir.
-Mütercimi belli olmayan tercümelerde fiş müellife çıkarılır, tercüme olduğu ise notlarda belirtilir.
Katalog fişi düzeni ve bibliyografik künyenin fişe geçiriliş sırası :
Tasnif No. Kütüphane adı
ve Kitap No
Müellif (şöhreti, lâkabı öz adı, baba adı, dede adı, nisbeti), doğum - ölüm tarihi.
Kitap adı, eserin dili, telif tarihi, cilt sayısı, yaprak, ölçü, satır, sütun, yazı cinsi, hattat, istinsah yeri, istinsah tarihi, tezhip, minyatür, cilt nev'i,
Muhteva kaydı,
Not :
Kitapta bulunmayan, ancak kitap dışından bibliyografik ve biyografik kaynakardan bulunarak tamamlanan isim ve diğer bilgiler, köşeli parantez [...] içinde fişe kaydedilir.
Bir esere müellif tarafından isim verilmemişse ve diğer kaynaklardan da bulunamamışsa, bu durumda eseri tasnif edenler tarafından kitabın konusuna ve diline uygun bir isim verilir ve yuvarlak parantez (...) içinde kaydedilir. Katalog fişinin muhteva kısmında, eserin muhtevası (eserin içinde bulunan konu ile ilgili açıklamalar) konunun başlangıç ve sonu belirtilerek kaydedilir. Eser birden fazla ciltli ise her cildin muhtevası ayrı ayrı belirtilir.
Katalog fişinin not kısmında eserin (şerh, haşiye, tercüme vb.) dayandığı diğer eser ve müellifi, yazma eseri ilmî ve manevî bakımından değerlendiren temellük, sima ve mukabele kayıtları ile kitabın fizikî durumunu ilgilendiren açıklamalar kaydedilir.
Yazma eserlerin tasnif ve kataloglanması sırasında; biyografik, bibliyografik kaynaklardan ve kütüphane kataloglarından yararlanılır.
Bazı eserlerde, özellikle Kur'anıkerim'lerde tercümelerin, satır aralarında verildiğine de rastlanır. Bu takdirde bu eser için " Satır Araları Türkçe Tercümeli " veya " Satır Araları Farsça Tercümeli " şeklinde not koymak gerekir.
6. YAZMALARIN TESPİTİ İÇİN GEREKLİ BAŞVURU KİTAPLARI :
6.1.TÜRKÇE YAZMALAR İÇİN GEREKLİ BAŞVURU KİTAPLARI :
Türkçe bir yazma eser söz konusu olduğunda, kaynaklardan aranabilmesi için öncelikle o eserin adı ile yazarının tesbit edilmesi gerekir. Bu amaçla kaynaklardan iki koldan bilgi toplanmaktadır ; Birincisi yazar , ikincisi eser adıdır.
Yazar hakkında bilgi; bir yazarın yaşadığı zamanın tespiti ve biyografisi için gerekli müracaat kitaplarının en önemlileri şunlardır:
a. Atayî'nin "Hada'iku'l-Haka'ik fi Tekmileti'ş-Şaka'ik" (İst. 1268).
b. Bağdatlı İsmail Paşa'nın "Hediyyatü'l-Arifîn Esmau'l-Mü'ellifîn ve Asaru'l- Musannifîn" (İst. 1951-1955).
c. Bağdatlı İsmail Paşa'nın "İzahu'l-Meknun fi'z-Zeyli 'ala Keşfi'z- Zunun ´an Esami'l- Kutubi ve'l-Funûn" (İst. 1945-1947).
d. Bursalı Mehmet Tahir'in "Osmanlı Müellifleri" (İst.1914-24).
e. Fındıklı İsmet'in "Tekmiletü'ş-Şaka'ik fi Hakkı Ehli'l-Haka'ik " (ist. 1989).
f. İbnulemin Mahmut Kemal İnal'ın "Son Asır Türk Şairleri" (İst. 1930-40).
g. Katip Çelebi'nin "Keşfu'z-Zunûn 'an Esami'l-Kutubi ve'l-Funûn"(İst. 1341-44).
h. Mecdi'nin "Haka'iku'ş-Şaka'ik" (İst. 1852).
i. Mehmed Süreyya'nın "Sicill-i Osmani" (İst. 1308-11).
j. Sadettin Nüzhet Ergun'un "Türk Şairleri" (İst. 1935)
k. Şemseddin Sami'nin "Kamusu'l-A'lam" (İst. 1306-1016).
l. Şeyhî'nin "Vakayiu'l-Fuzala" (İst. 1989).
Türkçe yazmalar için bilinmesi gerekli eserler; Kimi hallerde bir şairle, yazarla veya eserle ilgili olarak " tezkiretü'ş-şu'ara " adı verilen şairlerin biyografilerini ve eserlerini içine alan kaynaklara başvurmak gerekir.
15. yüzyılda başlamış 19. yüzyılın sonuna kadar devam eden bu gelenekte, Doğu Türkçesi ile yazılanlar için ünlü Çağatay şairi Ali Şir Nevaî (öl.1501) tarafından kaleme alınan Mecalisü'n-Nefais ile onun zeyli olan Sadikî'nin kaleme aldığı Mecma'u'l-Havass'a bakılabilir. Anadolu sahasında Sehi Bey'in yazdığı Heşt Behişt (İsen, Mustafa, Sehi Bey Tezkiresi, Heşt Bihişt, İstanbul 1980, Ankara 1988) adlı tezkireyi sırasıyla Latifî'nin kendi adıyla yazdığı Latifî tezkiresi (İsen, Mustafa, Latifi Tezkiresi, Ankara 1990, Ankara 1999); Ahdî'nin Gülşen-i Şu'ara; Aşık Çelebi'nin Meşa'irü'ş-Şu'ara; Hasan Çelebi'nin Kınalızade Tezkiresi; Beyanî'nin yine kendi adıyla anılan Beyanî Tezkiresi; Riyazî'nin Riyazü'ş-Şu'ara ; Kafzade Faizî'nin Zübdetü'l-Eş'ar ; Rıza'nın Rıza Tezkiresi ; Yümnî'nin Yümnî Tezkiresi ; Asım'ın Zeyl-i Zübdetü'l-Eş'ar; Güftî'nin Teşrifatü'ş-Şu'ara; Mücîb'in kendi adıyla anılan Mücîb Tezkiresi; Safayî'nin yine kendi adıyla anılan Safayî Tezkiresi; Salim'in Salim tezkiresi ; Belîğ'in Nuhbetü'l-Asar li-Zeyli Zübdeti'l-Eş'ar; Ramiz'in Adab-ı Zürefa; Silahdar'ın kendi adıyla anılan Silahdar Tezkiresi; Safvet'in Nuhbetü'l-Asar min Fera'idi'l-Eş'ar; Tevfik'in Mecmu'atü't-Teracim; Es'ad'ın Bağce-i Safa-enduz; Arif Hikmet'in Tezkire'si ve son olarak Fatin'in Hatimetü'l-Eş'ar adlı eserleri izler. Ayrıca, Haluk İpekten, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey tarafından hazırlanan Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü de (Ankara 1998) bu konuda önemli bir kaynaktır.
6.2.ARAPÇA YAZMALAR İÇİN GEREKLİ BAŞVURU KİTAPLARI :
Arapça yazma eserleri kataloglamak için başvuru kaynakları sayılamayacak kadar çoktur. Ancak bu eserde sadece önemli olanlar sıralanmıştır. Özellikle bu kaynaklar müellif ve kitap adlarının doğruluğu bakımından önemlidir. Seçilen eski ve yeni olan bu kaynakların bazıları Arapça, bazıları ise, Avrupa dilleri ile yazılmıştır. Bu konuda en güvenilir kaynaklar şunlardır:
a. İbn en-Nedim'in el-Fihrist (Laybez 1871-1877).
b .Katib Çelebi'nin Keşfu'z-Zunun 'an Esami'l-Kutubi ve'l-Funun (İst. 1341-44).
c. Bağdadlı İsmail Paşa'nın İzahu'l-Meknun fi'z-Zeyli 'ala Keşfi'z-Zunun 'an Esami'l-Kutubi ve'l-Funun (İst. 1945-1947).
d. Bağdadlı İsmail Paşa'nın Hediyetü'l-Arifin, Esma'u'l-Mü'ellifin ve Asaru'l-Musannifin (İst. 1951-55).
e. Hayreddin ez-Zirkli'nin el-A'lam Kamusu Teracim li-Eşheri'r-Rical ve'n-Nisa' mine'l-'Arab ve'l-Musta'ribin ve'l Mustaşrikin (Beyrut 1990)
f. Ömer Rıza Kehhale'nin Mu'cemu'l-Mü'ellifin Teracimu Musannifi'l Kutubi'l -'Arabiyye (Damascus 1957-61).
g. Carl Brockelmann'ın Geschichte der Arabischen Litteratur (Leiden 1937-42). ile bu esere ek olarak hazırladığı Geschichte der Arabischen Litteratur (Supplementband)
h. Fuat Sezgin'in Geschichte des Arabischen Schrifttums (Leiden 1967).
6.3.FARSÇA YAZMALAR İÇİN GEREKLİ BAŞVURU KİTAPLARI :
Farsça yazma eserlerin adlarını ve yazarlarını tesbit ederken bir katalogcunun kullanması gerekli olan kitaplar kısaca şöyledir:
A. Tezkireler
Nizamî-i Aruzî-i Semerkandî, Çahar Makale, E.G.Browne tarafından 1921'de çevirisi yapılmış, Gibb Persian Historical Text serisinde basılmıştır. Muhammed Avfî (öl.1233). Lebab al-albab E.G. Browne ve Mirza Muhammed Kazvinî tarafından Londra ve Leiden 1903-1906'da yayınlanmıştır. Devlet Şah-ı Semerkandî (öl. 1507) Tazkira-i Davlatşah, Gibb'in Persian Historical Text serisinde The Tazkiratu'ş-Şu'ara of Davlat Şah b. Ala'ud-davla Bahti Şah al-Gazi of Samarqand adı ile 1901'de basılmıştır. E.G. Browne, A Literary History of Persia, 4 c. (London 1902-1924), C.A. Storey, Persian Literature: A Bibibliographical Survey, 3 c. (London 1927-1984)
B. Önemli Edebiyat Tarihleri
Sa'id Nafisî, Tarih-i Nazm-u Nasr dar-İran ve dar-Zaban-ı Farsî 2 c. (Tahran 1344/1924-26); Zabihullah Safa, Tarih-i Adabiyat dar-İran, 3 c. (Tahran 1332/1913); Zabihullah Safa, Ganc-i Suhan, 3 c. (Tahran 1339-40/1920-22); Mirza Muhammad 'Ali Mudarris, Rayhanetü'l-Edeb fi Taracim al-Ma'rufin bi'l-Kunya va'l-Lakab av Kuna va'l alkab, 8 c. (Tebriz 1346-49/1927-31)
C. Bibliyografik Başvuru Kaynakları
Malzeme olarak eldeki yazmanın basılı nüshasının olup olmadığını kontrol edebilmek için başvurulacak belirli kaynaklar şunlardır:
Muşar Hanbaba, Mu'allifin-i Kutub-i çap-i Farisî ve Arabi ez Agaz-ı çap ta kunun, 6 c. Tahran 1340-44/1921-26; Fethi Edhem Karatay, İstanbul Üniversiteleri Kütüphanesi Farsça Basmalar. İstanbul 1949; M.Orhan Durusoy, İstanbul Belediye Kütüphanesi Arapça ve Farsça Basma Eserler, 2 c. İstanbul 1953-54.


7.KATALOGLAR:
Bir yazma eserin hangi kütüphanelerde buluduğunu tek tek o kitaplıklara giderek tespit etmek zaman açısından imkansız olduğundan basılı kataloglara başvurmak gerekir. Bu durumda gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında bulunan kütüphanelerin yazma kataloglarının da tespit edilerek kaynak kitaplar arasına katılması gerekmektedir.
7.1.YAZMA KATALOGLARI:
7.1.1.TÜRKİYE'DEKİ KATALOGLAR:
A.Ferdi Katalog Çalışmaları:
A.a.Ankara'da:
Türk Dil Kurumu Kütüphanesi'ndeki yazma eserler, Dr. Müjgan Cunbur, Dursun Kaya, Niyazi Ünver tarafından hazırlanarak, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu adıyla 1999 yılında basılmıştır.
Abdullah Ceylan, Diyanet İşleri Başkanlığı Kütüphanesi Elyazması Eserler Kataloğu I-II'yi hazırlanmıştır. ( Ankara 1988- )
A.b.İstanbul'da:
Türkiye'de ilk basılı katalog Abdurrahman Nacim Efendi tarafından hazırlanan Kütüphane-i Damad İbrahim Paşa (İstanbul 1279) kataloğudur. Bunu II. Abdulhamid devrinde basılan (1293-1325) Hamidî Devri Katalogları adı verilen defterler izler.
Yusufağa Kütüphanesi Tarihçe, Teşkilat ve Kataloğu adıyla faksimile olarak basılmıştır. Fehmi Ethem Karatay Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki Arapça, Farsça, Türkçe kitapların kataloğunu hazırlamış, Türkçe yazmaları Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu adı ile 1961'de basılmıştır.
Günay Kut, Tercüman Gazetesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu I.'i (İstanbul 1989) hazırlanmış ;
İstanbul Belediyesi'ne ait Atatürk Kitaplığı'ndaki Muallim Cevdet ve Osman Ergin koleksiyonları üzerinde çalışmaları başlatan Nail Bayraktar ; Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları Alfabetik Kataloğu -I'i 1991, II'yi 1995, Yeni Bağışlanan Yazma Kitapların Alfabetik Kataloğu II'yi 1994 yılında yayımlamıştır.
Sadberk Hanım Müzesi Kütüphanesi'ne ait Hüseyin Kocabaş Yazmaları Katalogu, İsmail Bakar tarafından hazırlanmış, İstanbul'da 2001 yılında basılmıştır.
Ahmet Ateş tarafından hazırlanan, "İstanbul Kütüphanelerinde Farsça Manzum Eserler I" (İstanbul 1968)de İstanbul Üniversitesi ile Nuruosmaniye Kütüphaneleri ele alınmıştır. Yine Fehmi Edhem Karatay'ın hazırladığı, "Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Farsça Yazmalar Kataloğu" (İstanbul 1961) adlı katalog da vardır.
A.c.İzmir'de:
Ali Yardım, İzmir Millî Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu'nu iki cilt olarak 1992-94 yılında bastırmıştır ;
A.d.Kayseri'de:
Ali Rıza Karabulut Kayseri'deki kitapları, Kayseri Raşit Efendi Kütüphanesi'ndeki Türkçe, Farsça, Arapça Yazmalar Kataloğu adıyla 1982 yılında tek, 1995 yılında iki cilt halinde yayımlamıştır.
A.e.Konya'da:
Abdülbaki Gölpınarlı tarafından hazırlanan Mevlana Müzesi Yazmalar Kataloğu dört cilt halinde 1967-94 yılları arasında yayımlanmıştır.
Mehmet Eminoğlu tarafından hazırlanan Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu -I, Konya'da 1997 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından basılmıştır.
A.f.Manisa'da:
İsmet Parmaksızoğlu tarafından hazırlanan Manisa Genel Kütüphanesi Tarih-Coğrafya Yazmalar Kataloğu I. Türkçe Yazma Tarihler'in basımı 1952 yılında gerçekleşmiştir.
B.Toplu Katalog Çalışmaları
Günümüzde Türkiye çapında bir kataloglama çalışması sürdürülmektedir. 1935 yılında Profesör Helmut Ritter başkanlığında Kütüphaneler Tasnif Komisyonu adı ile bir çalışma başlatılmış, bunun sonucunda; 11 fasikülden oluşan İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Tarih - Coğrafya Yazmaları Katalogları 1943-1962 yıllarında tamamlanarak ilim alemine sunulmuştur. İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Divanlar Kataloğu projesi 1947-1976 yılları arasında 4 cilt olarak basılmıştır. İstanbul Kütüphaneleri Hamseler Kataloğu ise 1961 yılında bir cilt olarak yayımlanmıştır.
B.a.TÜYATOK Projesi:
Türkiye'de Türkiye Yazmaları Toplu Kataloğu çalışmaları 1978 yılında önce Ankara, 1979 yılında da İstanbul'da başlamıştır. Bu kataloglamada her şehir, il trafik koduna göre numaralandırılmıştır. 2000 yılında basılan Burdur II. ile TÜYATOK tarafından 24 fasikül yayımlanmıştır.
1. TÜYATOK 1, Ankara 1979: Birinci Katalog, Anıtkabir 16 ; Cumhurbaşkanlığı 34 ; Türkiye Büyük Millet Meclisi 104 ; ve Adıyaman İl Halk Kütüphanesi 132 eser yazmayı kapsar. Bu ciltle toplam 286 eser / risalenin bibliyografik tanıtımı yapılmıştır
2. TÜYATOK 2, Ankara 1980: İkinci Katalog, Giresun, Ordu ve Rize İl Halk Kütüphaneleri yazmalarını kapsar. 619 eser / risale tanıtılmıştır.
3. TÜYATOK 3, Ankara 1981 (34/I): İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi "Ali Nihad Tarlan Koleksiyonu" kitaplarını içeren bu Katalogla toplam 425 yazmanın bibliyografik tanıtımı yapılmıştır.
4. TÜYATOK 4 - 8 İstanbul 1982 - 1984 (07/I-V): Antalya ili ve ilçelerindeki ; İl Müzesi, Alanya İlçe Müzesi, Akseki Yeğen Mehmed Paşa Kütüphanesi, Elmalı ve Tekeli İlçe H.K.leri yazmalarının tanıtıldığı 4., 5., 6., 7. ve 8. ciltlerle beş ayrı fasikülden oluşan bu Katalogda toplam 4.042 eser / risale tanıtılmıştır.
5. TÜYATOK 9 Ankara 1984 (34/II): İstanbul Bayezid Devlet Kütüphanesi "Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Koleksiyonu"nda bulunan Katalogla 467 yazma eser tanıtılmıştır.
6. TÜYATOK 10-12 Ankara 1985 - 1986 (01/I-III): Adana İl Halk Kütüphanesi ve Müzesi'ne ait bu Katalogla, üç cilt içinde toplam 2.592 yazmanın tanıtımı yapılmıştır.
7. TÜYATOK 13 Ankara 1987 (34/III): İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi "Amcazade Hüseyin Paşa ve Hekimbaşı Musa Nazif Efendi Koleksiyonu"ndaki yazmaları içeren bu ciltle 630 eser tanıtılmıştır.
8. TÜYATOK 14-18 İstanbul 1990-1995 (05/I-V): Toplam beş ayrı cilt halinde yayımlanan (TÜYATOK 14-05/I, 15-05/II, 16-05/III, 17-05/IV ve 18-05/V) "Amasya Bayezid İl Halk Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu" ile 4.184 eserin/risalenin tanıtımı yapılmıştır.
9. TÜYATOK 19 Ankara 1994 (34/IV): İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi "Mustafa Aşir Efendi Koleksiyonu"nda bulunan yazmaların tanıtıldığı bu Katalogda toplam 1.155 eser / risale yer almaktadır
10. TÜYATOK 20 Ankara 1996 (03): "Afyon İli Yazmaları Kataloğu" adıyla yayımlanan bu ciltle, Afyon Gedik Ahmed Paşa İl Halk Kütüphanesi'nde 1.938, Afyon İl Müzesi'nde 12, Dinar İlçe Halk Kütüphanesi'nde 2 olmak üzere toplam 1.952 eser / risale, 1.185 ana başlık altında, katalog sıra numarasıyla tanıtılmıştır
11. TÜYATOK 21 Ankara 1997 (10) : "Balıkesir İli Yazmaları Kataloğu" adıyla yayımlanan bu ciltle, Balıkesir İl Halk Kütüphanesi'nde 2.439, Dursunbey İlçe Halk Kütüp-hanesi'nde 185 ve Edremit İlçe Halk Kütüphanesi'nde 91 olmak üzere, toplam 2.715 eserin / risalenin 1.246 ana başlık altında katalog sıra numarasıyla tanıtımı yapılmıştır
l2. TÜYATOK 22 Ankara 1998 (18) : "Çankırı İl Halk Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu" adıyla yayımlanan bu koleksiyonla, 683 ana başlk altında sıra/bant numarasıya l.076 eser / risale tanıtılmıştır
13. TÜYATOK 23 Ankara 2000 (ISPARTA): "Türkiye Yazmaları Toplu Kataloğu Isparta" adıyla yayımlanan bu koleksiyonla 1.401 ana başlık altında 3.060 eser / risale tanıtılmıştır.
14. TÜYATOK 24 Ankara 2000 (BURDUR I-II): "Türkiye Yazmaları Toplu Kataloğu Burdur I-II" adıyla iki cilt halinde yayımlanan bu koleksiyonla 2.193 ana başlık altında 3.000 eser / risale tanıtılmıştır
15. TÜYATOK 25 Ankara 2002 (26): " Eskişehir İl Halk Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu" yayımlanan bu koleksiyonla 861 ana başlık altında 3.000 eser / risale tanıtılmıştır
Milli Kütüphane kendi yazmaları için TÜYATOK'un sistemini kullanarak katalog hazırlığına girişmiş ve yayımlanan şu eserlerle birlikte 1.808 künyenin tanıtımı yapılmıştır.
B.b.MİLLİ KÜTÜPHANE Yazmalar Kataloğu:
1. Millî Kütüphane Yazmalar Kataloğu I. C.: Genel konular, Metafizik, Gizli ilimler. Ankara 1987.
2. Millî Kütüphane Yazmalar Kataloğu II. C.: Gizli İlimler, Psikoloji, Mantık, Felsefe. Ankara 1988.
3. Millî Kütüphane Yazmalar Kataloğu III. C.: İslâm dini, Kur'an Bilimleri, Tefsir. Ankara 1992.
4. Millî Kütüphane Yazmalar Kataloğu IV. C.: Hadis. Ankara 1994.
5. Millî Kütüphane Yazmalar Kataloğu V. C.: Akaid ve Kelâm. Ankara 1997.
6. Milli Kütüphane Yazmalar Kataloğu VI. C.: Türkçe Divanlar. Ankara 2001.
7. Milli Kütüphane Yazmalar Kataloğu VII. C.: Cönkler. Ankara 2002
7.1.2.TÜRKİYE DIŞINDAKİ YAZMA KATALOGLARI:
Bir katalog uzmanının bilmesi gereken diğer bir önemli unsur da Arapça, Farsça, Türkçe yazma eserleri oluşturan yabancı kitapların basılı kataloglarıdır. 1973 yılından sonra Türkiye dışındaki ülkelerde yayımlanan Türkçe yazma katalogları:
A.Almanya'daki Türkçe Yazma Eserlerin Katalogları:
Hanna Schrweide, Türkische Handschriften. Wiesbaden: 1974 ve 1968. ; Manfred Götz, Türkische Handschriften. Wiesbaden: 1979.; Barbara Flemming, Türkische Handschriften. Wiesbaden: 1968. Toplam 5 cilt halinde olan bu eserler Almanya'daki Türkçe eserlerin toplu kataloglarını içermektedir.
B.Mısır'daki Türkçe Yazma Eserlerin Katalogları:
Türkçe yazmalara ait önemli bir yayın da Mısır Millî Kütüphanesi'nde mevcut olan Türkçe yazmalarla ilgilidir. Şimdilik 3 cildi basılan bu katalogda önemli Türkçe eserler vardır: Mısır Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Katalogu: 1870-1980, 3 c., I.C: A-H ; II. C. : H-S ; III. C. : Ş-G.
7.2.BASILI KATALOGLAR :
Kataloglayıcının bir görevi de katalogladığı yazma eserin özellikle varsa Arap harfli baskılarını izleyip onu da kataloga işlemektir. Türkçe eserler için bu konuda basılı kataloglar yardımcı olacaktır.
7.2.1.BASILI TÜRKÇE KATALOGLAR:
M. Orhan Durusoy, İstanbul Belediye Kütüphanesi Alfabetik Katalogu III; Osman Ergin Kitapları (İstanbul 1954), Fehmi Edhem Karatay, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Basmalar Alfabe Katalogu, 2c. (İstanbul 1956); M. Seyfettin Özege, Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Katalogu, 5c. (İstanbul 1971-1989); Azerbaycan Kitabı: Bibliyografya, 2c. (Bakü 1963-1982); Prof.Dr. Haluk İpekten ve Prof. Dr. Mustafa İsen tarafından hazırlanan Basılı Divanlar Katalogu, Akçağ Yayınları tarafından Ankara'da 1997 yılında basılmıştır.
Milli Kütüphane'de Mevcut Arap Harfli Türkçe Kitapların Muvakkat Kataloğu, Gen. 2. bs. 9 fsk. 1 ek fsk. (Ankara 1964-1971) Bu katalog yeniden düzenlenmiş ve Türkiye Basmaları Toplu Katalogu (TÜBATOK) Projesi kapsamında Millî Kütüphane Başkanlığı'nca şimdiye kadar 5 cilt basılmıştır. Bunlar da:
1.a.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler (1729-1928 1.cilt 1.bölüm (A-Ali el Karî) Ankara 1990.
b.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler. (1729-1928) 1. cilt 2.bölüm (Ali Kâzım-Aznavur) Ankara 1990.
2.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler. (1729-1928) 2. cilt. (B-Ç) Ankara 1992.
3.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler. (1729-1928) 3. cilt. (D-E) Ankara 1994.
4.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler. (1729-1928) 4. cilt. (F-G) Ankara 1995.
5.Türkiye Basmaları Toplu Kataloğu Arap Harfli Türkçe Eserler. (1729-1928) 5. cilt. (H) Ankara 1998.
7.2.2.BASILI ÇEŞİTLİ DİLLERDEKİ KATALOGLAR:
İsmet Binark ve Halit Eren tarafından hazırlanıp İstanbul'da 1986 yılında IRCICA tarafından yayınlanan eser: World Bibliography of Translations of the Meaning of the Holy Qur'an printed translations 1515-1980.
7.2.3.TÜRKİYE DIŞINDAKİ KATALOGLAR:
A.Farsça Eser Katalogları
Genellikle kataloglar, bir koleskiyon bütünüyle ele alındığı için o koleksiyondaki mevcut her dilden yazmalar söz konusu edilmiş, Farsça eserler ayrıca ele alınmamıştır. İranlılar kendi ülkelerindeki yazma eser kataloglarını zaman zaman yayınlamışlardır. Bunlar arasında en önemlileri:
a. Munzavi, Fihrist-i Nushaha-yı Hatti-i Farisi 6 c. Tahran 1348-53/1929-35; Ali Naki Munzevi, Fihrist-i Kitabhane-İhda'i-i Aka-yi Muhammed Mişkat be-Kitabhane-i Danişgah-i Tahran 2 c. Tahran 1330; Mahmud Mar'aşi, Fihrist-i Nushaha-yi Hatti-i Kitabhane-i Umumi-i Hazret-i Ayetallah el-Uzma Necefi Mar'aşi, 14 c. Tahran; Yusuf İ'tisami ve başkaları, Fihrist-i Kitabhane-i Meclis-i Şura-yi Milli, 18 c. Tahran 1305; İrec Afşar ve Taki Daniş Peju, Fihrist-i Kitabha-yi Hatti-i Kitabhane-i Milli-i Melik 2 c. Tahran 1354; Muhammed Ali Müderris, Reyhanetü'l-Edeb, 6 c. Tebriz (1327-); Bedri Atabay, Fihrist-i Kitabhane-i Saltanati. 4 c. Tahran (1353-)
b.W. Pertsch, Verzeichnis der Persischen Hand-scriften zu Berlin. Berlin 1888 ; Charles Rieu, Catalogue of the Persian Manuscripts in the British Museum, 3 c. London 1879-83; Suppl. 1895 ; Muhammed Ashraful Hukk, Hermann Ethe ve E. Robertson, A Descriptive Catalogue of the Arabic and Persian Manuscirpts in Edinburgh University Library. Edinburgh 1925; Edward G. Browne, A Descriptive Catalogue of the Oriental MSS. Belonging to the Late E.G. Browne, Tamamlayan ve düzenleyen R.A. Nicholson. Cambridge 1932; E. Blochet, Catalogues des Manuscripts Persans de la Bibliotheque Nationale, 4 c.Paris 1905-12; Ettore Rossi, Elenco dei Manoscritti Persiani della Bibliateca Vaticana. Vatikanstandt 1948; Hermann Ethe, Catalogue of the Persian Manuscripts in the Library of the India Office I.Oxford 1903; H.Ethe ve Edwards, Containing additional Descriptions and Indices, 2. c. Oxford 1937; W. Eilers-W. Heinz, Persische Handscripten. Weisbaden 1968; S. Dıvshalı ve P. Luft, Persische Handscripten. Weisbaden 1980.
B.Mısır Millî Kütüphanesi Türkçe Basmalar Katalogu:
Bu katalog 3 cilttir. (Kahire 1982-1983) Buradaki eserler 1870-1969 yılları arasında basılan eserleri kapsayan bu katalog bir heyet tarafından hazırlanmıştır.
IV. BÖLÜM
YAZMA ESERLERİN KORUNMASI BAKIMI VE TEMİZLİĞİ
Kültür tarihinin birinci elden ve milli kültür mirasımızın kaynaklarından olan el yazmaları, nadir eserler ve arşiv vesikaları, bilim adamlarının ve araştımacıların çalışmalarına ışık tutan en değerli kültür varlıklarıdır. Bunları okuyucu hizmetine sunmak da kütüphanecilerin ve aşivcilerin görevidir. Ancak; bu eserleri okuyucu hizmetine sunmanın yanısıra onları korumak, bakım ve onarımlarını yaparak gelecek kuşaklara aktarmak da tarihin Kütüphanecilere ve arşivcilere yüklediği en büyük görevler arasındadır.
Geçmişte de bu yazılı kaynaklara çok önem verilmiştir. Osmanlı Devleti'nde arşiv fikri çok eskilere dayanır. Osmanlılar kurdukları arşiv teşkilatına "Hazine-i Evrak" adını vermişlerdir. Çünkü arşiv belgeleri ve yazma eserler, geçmiş ile bugün, bugün ile gelecek arasında bağlantı kuran en değerli hazineler olup, devletlerin varlıklarının hafızalarıdır.
Son yıllarda el yazmalarına verilen önem sonucunda bunların onarım ve bakımları için Kütüphaneler Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul'da bulunan Ziver Bey Konağı'nda "İstanbul Yazma ve Nadir Eserler Patoloji ve Restorasyon Araştırma Merkezi" açılmıştır. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi işbirliğinde çalışacak "Konya Yazma ve Nadir Eserler Restorasyon Araştırma Merkezi" de hizmete sunulmuştur.
Başta İtalya, Fransa, Almanya ve A.B.D. olmak üzere birçok ülke bu değerli kültür varlıklarını korumak amacıyla "Patoloji ve Restorasyon Merkezleri" kurmuşlar ve arşiv merkezleriyle ilgili her türlü işlemleri "Konservasyon" ve "Konsültasyon" olmak üzere iki aşamada ele almışlardır.
1.KONSERVASYON:
Arşiv belgelerinin fizikî, kimyevî, biyolojik, mekanik ve bunlar dışında kalan çeşitli tahrip unsurlarıyla bozulup ana özelliklerini kaybetmesini önlemek ve belli şartlarda korunmasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalardır.
2.KONSÜLTASYON:
Arşiv belgesi ve elyazması malzemeyi belli mevzuat çerçevesinde hakikî ve hükmî şahısların, devletin ilim ve kültürünün hizmetinde istifadeye sunulması işlemleridir.
3.PATOLOJİ VE RESTORASYON MERKEZLERİ:
Kitapların uygun bir ortamda korunması için patoloji ve restorasyon merkezlerine ihtiyaç vardır. Patoloji ve restorasyon merkezleri için gerekli araçların en önemlileri : Bakteri koloni sayıcısı, Bakteriyolojik etüv, Bi-distile su cihazı, Blender, Buhar sterilizatörü (otoklav), Destile su cihazı, Dijital masa ve arazi tipi Ph metre, Dijitil Ph metre, Hassas terazi, Kuru hava sterilizatörü, Kurutma dolabı, Kurutma rafları, Kül fırını, Nem giderme cihazı, Nem verici cihaz, Su banyosu, Otomatik titrasyon, Vakumlu masa, Yıkama ve dezasidifikasyon küvetleri, Trinoküler mikroskop, Trinoküler tip stereo zoom mikroskop, Uv-visible spektrofotometre olarak sayılabilir.
4. DEPOLAR:
Yazma eserlerin temiz, havadar, güneş ışınlarından uzak, rutubetsiz yerlerde saklanması gerekir. Kitap depolarında yangından korunma konusunda gerekli önlemler alınmalı, elektrik donanımları dikkatli yapılmalı, sigorta ve şartelleri ayrı olmalı ve akşamları kapatılmalıdır. Zaman zaman kontrol edilmesi gereken elektrik tesisatına ekler yaparak, kondonlarla cereyan nakledilmesi son derece tehlikelidir.
Depolar, yağışlı ve rutubetli olmayan açık ve kuru havalarda pencereler açılarak sık sık havalandırılmalıdır. Kitapların ve özellikle Arap harfli basmalar ve yazmaların bulunduğu depoların rutubet ve sıcaklık derecelerinin kitap sağlığı bakımından elverişli olması gerekir. Ortalama olarak ısının 18-20 °C, nemin % 50-60 arasında olması gerekir.
Depolarda güneş ışınlarının kitaplara doğrudan gelmesi sakıncalıdır. Kitap depolarının temizliği, sorumlu memurun kontrolu altında çok dikkatle ve kitaplara zarar vermeyecek bir şekilde yapılmalıdır. Son yıllarda kitap depolarında, ahşap raflar yerine metal raflar tercih edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu raflar daha az toz tutmakta, kolay temizlenmekte ve böceklerin üremesine engel olmaktadırlar. Kitap böcekleri, havasız, tozlu ve rutubetli yerlerde bulunan yazmalarda üreyip çoğaldıkları için kitap temizliğine çok önem verilmesi, kitapların her yıl yerlerinden çıkarılarak havadar ve güneşsiz yerlerde dikkatle temizlenmesi gerekir.
Kitaplar raflara ne çok sıkışık ne de bol olarak yerleştirilmeli ve üst üste de konulmamalıdır. Kitaplar raflara dik olarak, sırtı dışarı gelerek yan yana rahatça alınıp koyulabilecek şekilde yerleştirilmelidir. Ayrıca kitapların rafın ön kenarına da yerleştirilmeleri de önde toz birikimini önleyeceğinden ve arka tarafta kalan boşluktan havalanmaları sağlanacağından daha faydalıdır.
Yazma eserler temizlenirken onarıma muhtaç olan kitaplar seçilmeli, tezhip, minyatür bulunan sayfalar arasına ince pelür kâğıdı konulmalıdır. Temizlik sırasında böcekli kitaplara rastlanırsa, bunlar temizlendikten sonra bir süre ayrı bir yerde saklanıp kontrol edilmeli ve temizlendiğinden emin olduktan sonra esas yerine konulmalıdır.
Yazma eserlere damga (Kütüphane adı kaşesi ile kitap kayıt damgası) basarken çok dikkat etmeli, ön ve arka sayfasında yazı, tezhip veya minyatür bulunan sayfalara damga basılmamalıdır. Çünkü damganın mürekkebi zamanla yazıyı, tezhibi ve minyatürü bozar.
V. BÖLÜM


YAZMA ESER UZMANI VE ARAŞTIRMACILAR
1.YAZMA ESER UZMANI:
El yazması eserler en önemli kültür varlıklarımız olup, bunları kütüphaneye veya bulundurulacakları Müzeye, kuruma girişinden itibaren inceleyerek değerlendiren, katalog fişini düzenleyen, katalog künyelerini basıma hazırlayan, araştırmacıya sunan ve bilim dünyasına tanıtan uzman elemanlardır. El yazma eser uzmanı, mutlaka bu eserlerin yazılı olduğu dilleri okuyup yazabilen, bunun yanında çeşitli el yazmalarının tekniğini bilen deneyimli bir kişi olmalıdır. Üniversitelerin Arapça, Farsça Dil Edebiyatları ile bu dilleri yardımcı ders olarak alan, ayrıca Osmanlıca eğitim almış Tarih, Edebiyat bölümleri mezunu olmaları gerekmektedir. Üniversitelerin Kütüphanecilik bölümlerinden mezun olanlar, yazmaların dillerini okuyup yazamadıkları için Yazma eser uzmanı olarak tanımlanamazlar.
2.ARAŞTIRMACININ YAZMA ESER KULLANIMI:
Asıl olan, yazma eserin mikrofilminin önceden çekilmesi, isteyen araştırmacıya da bu mikrofilmin istenen sayfalarından kâğıt üzerine kopya verilmesidir.
Yazmalar kullanıcının hizmetine sunulurken ya da, araştırmacı tarafından incelenirken aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir:
* Yazmalar mutlaka bir görevlinin gözetiminde araştırmacı tarafından incelenmelidir.
* Kâğıdında meydana gelebilecek kuruma ve kırılmalar göz önüne alınarak yazma eserden kesinlikle fotokopi çektirilmez.
* Mikrofilm çekim işlemine bir defa izin verilir. Çünkü yazma eser ışıktan etkilenir.
* Okuyucuya verilen eserlerin yapraklarının eksik olup olmadığı önceden kontrol edilir. Araştırmacıdan teslim alınırken tekrar kontrol edilir.
* Yazma eser yapraklarının parmak ıslatılarak çevrilmesine izin verilmez.
* Nüsha karşılaştırmaları dışında okuyucuya eserler, tek tek verilir.
* Eser okunurken eller, eser üzerine konmamalıdır. Satırlar, eser üzerine konacak bir kağıtla takip edilmelidir.
* Eser, kesinlikle masa üzerinde okunmalıdır. Dirsekler kitaba dayanmaz, kitap üzerine kesinlikle yazı yazılmaz.
* Kitaplara karşı öksürülmez ve tükürülmez.
* Tezhip veya minyatürlü eserlere el veya başka bir şeyle dokunulmaz.
* Eser kapatılırken araya parmak, kalem vb. gibi şeyleri konmaz.
* Eser, okunurken sigara içilmez. Yiyecek ve içecek kullanılmaz.



https://www.yazmalar.gov.tr/elyazmaciligimiz_tr.php

Hiç yorum yok: